Türkiye cari açığını nasıl finanse edecek şeklindeki soruları sıkça duyarız. Bu tür bir soru bizatihi yanlıştır. Finanse edilmeyen cari açık yoktur. Cari açığınız varsa finanse etmişsinizdir, finanse edemeyecekseniz cari fazlanız oluşur. Bu gerçeği Türkiye 2019’da tecrübe etti. Türkiye dışarıdan nette borçlanmadı, aksine borcunun bir kısmını ödedi. Çünkü kaynak bulamadı. Buradan bir ülkenin kaynak bulamayınca cari açık veremediğini görüyoruz.
Türkiye’nin cari açığı yurtdışında paranın bollaştığı dönemlerde artar. Yani cari açığın artması veya azalması çoğunlukla inisiyatifimizde değildir. Ülkeye yabancı kaynak geleceği varsa cari açığımız artar, yoksa azalır.
Kabaca şöyle de düşünebilirsiniz. Cari açığımız borç bulabiliyorsak artar bulamıyorsak azalır. Covid döneminde de cari açığın ekonomiye etkilerine değinelim. Covid etkisiyle sermaye gelişen ülkelerden gelişmiş ülkelere kaçtı. Ancak Türkiye bu konuda şanslıydı. Covid geldi diye Türkiye’den çok fazla sermaye kaçmadı, çünkü yoktu. 2018, 2019’da yabancılar kaçmıştı. 2019’da ekonomi cari fazla vermişti.
Bu ortamda pandemi etkisiyle Türkiye’den büyük sermaye çıkışları olmadı, kur diğer ülkeler kadar arttı. Banka ve işletmeler terste yakalanmadı. TCMB kısıtlı rezerviyle kurdaki dalgalanmaların önüne geçebildi. Makro dengeler beklendiği gibi sarsılmadı.
Bu dönemde Türkiye 2008 küresel krizinden çok daha şanslı. 2008 öncesi Türkiye’ye yoğun yabancı girişi olmuş, cari açık hayli yükselmişti. 2008 şokuyla beraber sermaye çıkışları ekonomiyi daha fazla zorlamıştı. Ek olarak ekonomi yönetimi önceki tecrübelerinden bu krize daha hazırlıklı.
Pandemi şoku 2018 Ağustos sonrası şoka çok benziyor. 2018 Ağustos sonrasında işletmelerimiz batma riski ile karşı karşıya kalmış, işten çıkarmalar artmış, talep düşmüştü. Şimdi de aynı risklerle karşı karşıyayız.
2019’da kredi politikasıyla işletmelerin batmasının önüne geçildi, daralan talep canlandırıldı ve durgunluktan çıkıldı. 2018 Ağustos sonrası da Türkiye’deki iktisatçılar genel olarak IMF’yi adres gösterdi. İlginç olan şu ki Türkiye 2019’daki daralmadan IMF’siz çıktı. Burada Türkiye’nin iç politika enstrümanları ve merkezi kaynak yaratma potansiyeli hafife alınmış gibi görünüyor. Diğer taraftan iç politika enstrümanları ile oluşturulan kaynakların dağıtımında herhangi bir sınırlama bulunmuyor. IMF’ten yapılacak borçlanmaların politika üzerinde önkoşulları olması beklenir ve kaynaklar istenen iktisadi politika amaçlarına yönelik olarak kullanılamayabilir. İç politikaya dayalı kaynak yaratımında yada transferinde böyle bir kısıtlama yoktur.