Enformetri bilginin kantitatif ölçüm metotları kullanarak sınıflandırılmasını sağlayan bir etüt biçimidir. Enformetri üretilen bilginin adedi, kimin tarafından hangi alanlarda üretildiği, üretim hızı hatta bilginin kalitesi gibi bazı niteliksel unsurlarda olmak üzere bilgiyi en geniş şekilde ve çok boyutlu olarak ölçmeyi amaçlar. Yöntemdeki anahtar kelime ve temel yaklaşım ölçüm metodunun niceliksel olmasıdır. Yani enformetrik bir ölçüme göre bilginin kalitesi gibi nitel bir yargı ölçümlenmek isteniyorsa bile, ölçüm metodu sayısal olmalıdır ve niteliği ya da onun sınıflandırılmasına ilişkin sayısal, objektif, genel geçer bir yöntemle yaklaşmalıdır.
Enformetri, diğer metrik yöntemler olan webometri, sibermetri, bilimetri, bibliyometri gibi yöntemlerin tamamını kapsar ancak bunlardan ibaret değildir. Örneğin bilginin farklı metrik sistemler arasında, çok fonksiyonlu olarak ölçülmesi ve sınıflandırılması enformetrinin çalışma alanına girer.
Enformetrinin çalışma alanı oldukça geniş ve metrik sistemlerin tamamını kapsadığı için bu çalışmada öncelikle çalışma alanları daha sınırlı olan metrik sistemler kısaca tanımlanacak, örneklendirilecek ardından enformetrinin bu metrik sistemlerle olan ilişkisi ve farklılıkları açıklanacaktır.
Metrik sistemlere genel bir bakış ve açıklamalar
Aşağıdaki grafik metrik sistemlerin birbiriyle ilişkisini göstermektedir. Görüldüğü gibi enformetri bütün metrik sistemleri kapsar, buna ek olarak diğer sistemlerde bulunmayan özel bir çalışma alanı da vardır. Aşağıdaki grafikte gösterilen metrik sistemler kapsamı daha dar olandan, daha geniş olana doğru sırayla açıklanacaktır. [1]
Webometri
Webometri, bugün internet olarak tanımladığımız, World Wide Web’deki bütün Uniform Resource Locater’lara (URL , tanımlanmış protokollerle altında benzeri olmayan bir web adresi) girilmiş bilgilerin metrik olarak sınıflandırılması ve incelenmesi işlemidir. Webometri kavramı ilk olarak 1997 yılında Tomas C. Almind & Peter Ingwersen tarafından “enformetrik ve bibliyometrik yaklaşımların webdeki bilgilere uygulanması.” Şeklinde tanımlanmıştır [2] yine aynı kişiler tarafından ilk geliştirilmiş ölçüm parametresi WIF(Web Impact Factor)’dür. Bibliyometride kullanılan atıf analizlerine benzer bir şekilde WIF, bir web sitesinin diğer web stielerinden aldığı toplam backlinklerin yani atıfların, ilgili sitenin yayınladığı toplam web sayfalarına bölümüdür.
Günümüzde ise bilinen en kapsamlı webometri çalışması Google Analytics tarafından yapılmaktadır. Google’ın yapay zeka tarama robotları webdeki tanımlanmış bütün web sitelerini belli bir algoritmaya göre taramakta ve sitelerdeki bilgileri bu algoritmaya göre sınıflandırmaktadır. Yukarıdaki paragrafta bahsedilen backlink yani siteden siteye atıf halen kullanılan bir ölçüm metodu olmasına rağmen, içerik üreticileri tarafından kolay manipüle edilebilen bir yöntem olması nedeniyle onlarca destekleyici parametreyle beraber kullanılmaktadır. Google’ın sınıflandırma algoritması tam olarak bilinmese de, backlinklere ek olarak bir ziyaretçinin sitede geçirdiği süre, içeriklerin e-postalar üzerinden paylaşılması, arama motorundaki gösterimin ardından içeriğe ilgi oluşup oluşmadığı, içerikte intihal olup olmadığı gibi onlarca parametredir. Bu parametrelerin tamamı metrik sistemlerin doğasına uygun olarak, sayısal yöntemlerle yapay zeka otomasyonlar tarafından sınıflandırılmaktadır.
Sibermetri
Sibermetri, webometriyi kapsamakla beraber webte doğrudan bir URL ile tanımlanmamış olan siber bilgileri de çalışma alanına almaktadır. Web dışındaki tartışma gruplarının faaliyetleri (örn whatsapp, telegram grupları) veya webin indexlenme alanı dışında kalan bütün ölçülebilir siber faaliyetler bu grupta tanımlanabilir. Daha önce elektronik posta yazışmaları sibermetri alanında kategorize edilmiştir.[3] Ancak bugün e-mail trafikleride büyük ölçüde arama motorları tarafından indexlenerek webometrik çalışmalara dahil edilmektedir.
Bilimetri
Bilimetri, akademik çalışmaların tamamını istatistik metodlarla ölçerek endeksleme faaliyetidir. Diğer metrik sistemlerden en önemli farkı, çalışmanın akademik literatüre belli filtreleri geçtikten sonra kazandırılması gerekliliğidir. Bu filtreleme süreci tamamlandıktan ve yayın “akademik” formatta kabul edildikten sonra bilimetrinin çalışma alanına girer. Hakemli dergiler bu filtreleme işlemine hizmet eden ve sürekli olarak endekslenen en önemli yayın organizasyonlarıdır. 1964 yılında Institute for Scientific Information (ISI) tarafından yayınlanmış olan science citiation index bilimetrinin bilinen en yaygın uygulama metodudur. Temel olarak akademik kabul edilen yayınların, akademik yayınlardan aldığı atıflar bunların toplam yayınlara oranı veya bir yayının yoğun olarak atıf alması gibi parametrelere dayanarak bilim alanında çalışan kişilere, kurumlara endeksleme faaliyeti yapılması bilimetrinin temel çalışma alanıdır.
Bibliyometri
Bibliyometri daha çok kütüphanecilik ve bilgi hizmetleri alanındaki yayınların istatistik metotlarla ölçülmesi faaliyetidir. Bu özelliği ile bilimetri alanındaki yayınların çoğunu kapsamaktadır. Diğer taraftan yapılmış olan yayınların tamamı bilimsel değildir. Örneğin gazetecilik ve bilimsel standartlara uygun olmayan ancak itibarlı yayınlar bibliyometrinin çalışma alanına girer ancak bilimetrinin girmez bu yönüyle bilimetriden ayrılan noktaları bulunmaktadır.
Enformetrinin diğer metrikleme sistemleriyle ilişkisi ve istihbaratta kullanımı
Enformetirinin diğer metrikleme sistemlerden en önemli farkı, metrikleme sistemlerinin tamamını kapsıyor olmasıdır. Diğer bir ayırıcı özellik ise metrikleme sistemlerinin tamamını kapsıyor olmasına rağmen diğer metrik sistemlerden ibaret olmaması, bunların dışında da bir çalışma alanının bulunuyor olmasıdır.
Bu açılardan enformetri, endekslerin endekslenmesi gibi çok geniş holistik bir yaklaşım için kullanılabilir. Bu çalışmada diğer metrik sistemler için genel geçer örnekler verilmiş olmasına rağmen, örnekler kendi alanlarındaki tek ölçüm metodu değildir. Örneğin google’ın, webometri için kullandığı analytics sistemleri en genel geçer webometri sistemidir ancak Google tek arama motoru değildir ve Yandex gibi geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşan ve kabul görmüş metrik sistemler üreten başka arama motorları da vardır. Bunların arasındaki ilişkiler, ölçümlemeler hatta farklı metrik sistemlerin (örn: sibermetri ve bibliyometri) mukayeseli yorumlanması enformetrinin diğer metrik sistemlerde olmayan kendine mahsus çalışma alanıdır.
Buna ek olarak bilginin bütün yönlerden, sayısal olarak ölçümlenebilir tüm arşiv sistemleri açısından ele alınması enformetrinin diğer bir ayrıcı özelliğidir. Örneğin petrol üzerine yapılmış olan çalışmalar her açıdan mukayeseli olarak incelenmek istenirse yapılan faaliyet bir enformetri faaliyeti olacaktır. Petrole ilişkin bütün web bilgileri (webometri), diğer ek siber bilgiler (sibermetri), akademik çalışmalar (bilimetri) ve tüm yazılı, yazılı olmayan arşivler (bibliyometri) incelendikten sonra bir yargıya varılmak istendiğinde bu çalışma bir enformetri çalışması olacaktır.
Enformetriden bahsederken özet olarak şu ayrıcı özelliklere referans verilebilir :
*Metrik sistemlerin mukayeseli olarak kıyaslanması.
*Bilginin diğer metrik sistemler arasında çapraz fonksiyonel olarak ele alınması.
*Bilginin örgütlenmesi, geçişkenliği ve kullanımı ile ilgili çalışmalar.
*Bir konuya ilişkin bilginin her yönüyle ve bütün arşiv sistemleri açısından ele alınması.
Eleştiriler
Enformetri de dahil olmak üzere bütün metrik sistemlerin en zayıf noktası birlikte hareket eden bilgi grupları tarafından manipüle edilebilmesidir. Metrik sistemler belli ve genellikle açık bir sayısal algoritmaya dayanan istatistik ölçüm metotlarıdır ve bilginin kalitesine ilişkin yargıya bu algoritma üzerinden ulaşır. Bu durumda algoritmayı bilen ve beraber hareket eden bir grup algoritmaya uygun ve yapay olarak çalışmalara ilişkin sayısal değerleri manipüle edebilir.
Örnekler : Bilinen en kuvvetli arama motoru Google düzenli olarak yapay zeka uygulaması güncelliyor olmasına rağmen kullandığı backlink (web atıf) sistemi arama motoru optimizasyonu yapan firmalar tarafından ücret karşılığı yönlendirilmektedir. Bu faaliyette X URL’sine girilmiş olan içeriğe, içeriğin kalitesine ve uyandırdığı ilgiye bakılmaksızın endeks değeri yüksek siteler üzerinden yapay atıflar yapılmaktadır. Böylece içerik gerçekten kaliteli olmamasına rağmen ya da ilgi uyandırmamasına rağmen yapay zeka tarafından kaliteli olarak algılanmakta ve yüksek metrik değerlere sahip olmaktadır.
Yukarıdaki atıf sistemi bilimetri alanındaki endeksler içinde aynı şekilde bir çıkar grubu tarafından manipüle edilebilir. Örneğin belli bir alanda çalışan akademisyenler birbirlerine anlaşmalı ve kısmen örtülü olarak ve bilimsel bir hedef gözetmeksizin atıf yapabilirler. Bu da yapay olarak atıf alan çalışmanın endeks değerinin yükselmesine neden olacaktır. Bazı yeni ölçüm metotlarıyla manipülasyon faaliyetleri engellenmeye çalışılsa da, ya da endeksler iyileştirilse de tam olarak yapay ve doğal olan içerik beslemelerini (atıflar ve diğer endeks değerlerini arttıran beslemeler) ayırmak mümkün değildir.
Webometri alanında ise iyi bir içeriği sayısal olarak Black SEO (Korsan arama motoru optimizasyonu) faaliyetleri ile prestijsiz hale getirmek bile mümkündür. Örneğin içeriğin yayınlandığı URL’ye illegal backlinkler vererek güvensiz algılatmak (fuhuş, uyuşturucu ve SSL protokolü içermeyen siteler üzerinden atıf yapmak) veya ters bir yöntemle içeriğe bir anda çok fazla yapay atıflar yaparak, içerik sahibini kendi içeriğini manipüle ediyor gibi göstermek bu yöntemlerden bazılarıdır. Bunları tespit eden endeksleme yapay zekaları içeriği gerçekten kaliteli olmasına rağmen endeks değeri açısından cezalandıracaktır.
Diğer bir mesele günümüzde data üretiminin, data işleme hızından daha fazla artması sebebiyle endekslenebilen bilginin, toplam bilgiye oranının giderek düşmesidir. Her ne kadar akademik yayınlar daha sıkı ve sistemli olarak takip ediliyor olsa da özellikle webometri ve sibermetri alanındaki endeks oranı giderek düşmektedir. Örneğin bugün, bilinen webometri indexleme alanının tamamen dışında kalan deep web’in internetteki toplam bilginin %90’ını ihtiva ettiği ve bu oranın giderek arttığı düşünmektedir. Bahsedilen sorunda aslında enformetrinin çalışma alanlarından birisidir. Hangi bilginin, hangi metrik sistemler tarafından ne oranda ve hızda endekslendiği önemli bir enformetrik çalışma konusudur.
Enformetri ve istihbarat uygulamaları
İstihbarat bir bilgi toplama ve işleme süreci olarak tanımlanabilir. Bu tanıma uygun olarak toplanan bilgilerin kalitesinin ve sıklığının enformetrik yöntemler kullanarak sayısal olarak ölçülmesi mümkündür. Hatta bilginin anormal hızlarda ve sıklıkta üretildiği günümüzde bu tip bir ölçümlemenin zorunluluk olduğu söylenebilir.
Açıklayıcı bir örnek NSA’nın (National Security Agency) bilinen süper istihbarat bilgisayarı Echelon’dur. Paul Todd ve Jonathan Bloch’a göre[4] henüz 2004 yıllarında pentaflop hızlarda çalışan bu dinleme bilgisayarı bütün internetteki verileri 90 günlük sürelerde depolama ve işleme kapasitesine sahipti. Echelon’un yaptığı bilgiyi toplama ve endeksleme faaliyeti güvenlik öncelikleri olan bir enformatik çalışmadır. Bu bilgisayar internetin yanı sıra diğer sigint (Signal intelligence) uydulardan elde dilen elektronik verileri, suç ve kişilik profillerine ilişkin arşiv sistemlerini, çok fonksiyonlu olarak endeksleyerek tehdit önceliklerini algılamaya çalışmaktadır. Şüphesiz bir süper bilgisayar olarak Echelon bu işlemleri belli bir yapay zeka algoritmasıyla sayısal olarak yapmaktadır. Bu da metrik sistemlerin tabiatına uygundur. Echelon’un endeksleme faaliyeti ise potansiyel tehditlerin tespit edilmesine ilişkindir, bilgi işleme faaliyeti neticesinde oluşturulan endeks potansiyel tehditleri algılar ve bunları karar merciine ulaştırır. Ardından karar mercii bu potansiyel tehdit unsurlarına göre dinleme/izleme faaliyetlerine karar verir. Bugün bu sistemin akıllı telefonlara yaygınlaştırıldığı ve işleme süreçlerinin desantralize edildiği tahmin edilmektedir. (Akıllı telefon bilgiyi kendi işleyerek artık işlenmiş veriyi Echelon’a göndermektedir.) Akıllı telefonların yazılım sistemleri üzerindeki çekişmelerin küresel birer politik kriz haline dönmesi, whatsapp gibi ücretsiz mesajlaşma uygulamalarına olan alternatiflerin, Abd’nin rakipleri tarafından dayatılması ve büyük bütçelerle beslenmesi (örn: Telegram) bahsedilen enformatik sistemlere ilişkin ayak izleridir.
İstihbaratta enformetrik çalışma alanları tehdit önceliklerine göre ve yukarıdaki örneğe benzer bir şekilde genişletilebilir. Örneğin sosyal medya üzerinden, ulusal güvenliği tehdit edecek şekilde psikolojik harekat yapan etki ajanlarının hızlı ve etkin bir biçimde tespit edilmesi enformetrik bir çalışmayla mümkündür. Sosyal medya hesapları ve bunların ağı, birbiriyle ilişkisi taranarak, kelime sıklıkları analiz edilerek kişilerin amaçları saptanabilir. Daha sonra elde edilen bu bilgiler diğer veri kaynaklarından beslenerek tehdidin gerçekliği, büyüklüğü ve potansiyeli algılanabilir.
Enformetrinin istihbarattaki başka bir uygulanma alanı, bilginin ve bilgiyi getiren kaynakların kalitesinin endekslenmesi olabilir. Bilgiler ve bilgi kaynakları makul bir algoritmayla işlenerek sınıflandırılıp bir endeks haline getirilebilir. Böylece istihbarat karar vericisinin (müşterinin değil, istihbarat faaliyetini yürüten karar verici) karar süreçlerinde desteklenmesi sağlanabilir.
Panopticon
Panopticon Jeremy Bentham’ın belli gözetleme esaslarına dayanarak geliştirdiği bir hapishane tasarımıdır.
Bu tasarımın gözetleme prensiplerine göre ortada bütün cezaevini gözetleyen bir kule bulunmaktadır. Bu kulenin çevresindeki mahkumların tamamı tek taraflı bir görüş sunan özel bir camın arkasındadır. Mahkumlar dışarıyı göremezler ancak kuledeki gözetleyiciler mahkumların tamamını görür.
Panopticon felsefe literatürüne ise Foucault’ın bu cezaevi metaforu üzerinden geliştirdiği, gözetleyici ve demokratik prensipler arasındaki dengeye ilişkin bir kavram olarak geçmiştir. Buradaki sadece gözetleme olanağı değil, gözetleme ihtimalinin mahkumlar üzerinde yarattığı psikolojik baskı önemlidir. Mahkumlar izlenip izlenmediklerini tam olarak asla bilemezler bu yüzden her zaman izlenme ihtimaline uygun olarak davranmaktadırlar.
Enformetri gibi bilgi işleme sistemlerinin ve uygulamalarının, teknolojik olarak dikte edilmesi Panopticon’un gözetleme prensiplerine uygun bir sosyal yapıyı oluşturabilir. Örneğin akıllı telefonun ve internet kullanımının zorunluluğu aslında teknolojik bir izleme hapishanesidir, dinlemeye maruz kalan bu durumdan kaçamaz ve aynı cam duvarın arkasındaki mahkumlar gibi izlenip izlenmediğine dair doğru bir bilgi elde edemez.
Netice itibariyle derin bir şekilde datanın kontrol edildiği enformatik uygulamalar istihbaratta etkili ve tartışmalı yöntemlerdir. Gözetleyicilerin demokratik prensiplerin üzerine çıkması, gözetleyicideki olası bir yozlaşmanın denetlenemez bir hale gelmesine neden olabilir. Bu açılardan enformetri gibi metrik-sayısal uygulamalar istihbarat karar vericisi açısından sadece destekleyici olarak kalmalı ve tek bir karar vericinin herhangi bir bürokratik prosedüre dahil olmadan tek başına ulaşabileceği bir bilgi sistemi olmamalıdır.
[1] Kaynak : Björneborn 2004:14 Metrik sistemler arasındaki ilişki.
[2] Tomas C. Almind & Peter Ingwersen (1997). “Informetric analyses on the World Wide Web: Methodological approaches to ‘webometrics’”. Journal of Documentation. 53 (4): 404–426
[3] Kaynak : björneborn ve ingwersen 2004:1217
[4] Küresel İstihbarat Paul Todd & Jonathan Bloch sf: 66 – 69