Subscribe to Updates
Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.
What's Hot
Yazar: Tan Haskol
Dünya üzerindeki her banka döviz basar, Türkiye’deki bankalarda bunu yapabilir demiştik. Basılan dövizin adı döviz mevduatıdır. Bankalar her kredi verdiklerinde ortaya yeni döviz mevduatı çıkar. Döviz kredileri üzerindeki kısıtlar Türkiye’de bankaların döviz basmalarını engelledi. KKM bu sürecin devamında bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Döviz kredilerinden açılan boşluğu doldurdu. Muhasebe kayıtları üzerinden döviz nasıl basılır, göstereceğiz. Her kayıt çift atılır. Atılan her kayıt bilançonun aktifini veya pasifini etkiler. İlk kayıta borç, ikinci kayıta alacak denir. Borç kaydında, bir aktif hesap artar veya pasif hesap azalır. Alacak kaydında ise tam tersi bir pasif hesap artar veya aktif hesap azalır. Bankanın döviz kredisi…
Para nakit ve mevduattır. İnsanlar ceplerinde ihtiyaç duydukları kadar nakit taşırlar. Dolayısıyla nakit arzı talebe göre şekillenir. Ama mevduat öyle değildir. Bankalar edindikleri varlıklar karşılığında yükümlülüğe girerler. Yani banka aldığı her şey karşılığında borçlanır. Çünkü bankanın borcu paradır. Paramızı bankadan başka bir bankaya gönderirsek bankanın o başka bankaya merkez bankası parası göndermesi gerekir. Ama bir taraftan da o bankaya da fon girişleri yaşanıyor. Kapalı sistem. Nakit mevcudunda öyle büyük değişimler olmadığı sürece mevduatlar bankalar arasında gidip geliyor. Dolayısıyla mevduatın kaçabileceği bir yer yok. Bankadan kredi aldığınızda banka krediyi aktifine yazar. Karşılığında size mevduat yazar. Siz mevduatınızı başka bir bankaya taşısanız,…
Kronik yüksek enflasyonla mücadelede, reel faizleri yükseltmek ve ekonomiyi resesyona sokmak, finansal krizlere ve üretim kapasitesinde kalıcı kayıplara zemin hazırlamaktadır. Bir yandan satışları düşen diğer yandan faiz maliyetleri yükselen firmalar iflasa sürüklenmektedir. Artan iflaslar ve işsizlik, kredi batıklarını azdırmakta ve bankaların öz kaynaklarını eritmektedir. Enflasyonla kısa vadeli mücadelede krediler firmaların borçlarını ödeyebilecekleri şartlarda daraltılır. Ekonominin küçülmesine müsaade edilmez. Bununla birlikte, büyüme potansiyelin altına çekilerek, firmaların maliyet artışlarını tümüyle fiyatlara yansıtmalarının önüne geçilir. Kredilerin daralması, borçluların net ödeyici konuma gelmeleri anlamına gelmektedir. Yatırım dışı kredilerde, net borç ödeyicisi konumuna gelebilmek için harcamaların azaltılması gerekmektedir. Satışları azalmayan firmalar cari ve geçmiş yıl…
https://youtu.be/F0gV81FyEyw Editör Enes Cebe : Elimde tuttuğum doların üstünde ABD Merkez Bankası Federal Rezerv’in ismi yazıyor. Bu gibi kağıt paraları basan kurum olarak Merkez Bankalarını tanıyoruz. Peki size Merkez Bankaları kurulmadan önce bankaların zaten para bastığını söylesem. Örneğin ABD’nin Merkez Bankası FED’ in kurulumu 1913 yılında gerçekleşmişken ilginç bir şekilde ABD’deki ilk banka 1791 yılında kurulmuştu. Yani Merkez bankası kurulmadan önce yaklaşık 120 yıl boyunca ABD para basıyor, kredi veriyor ve mevduat toplayabiliyordu. Madem bankalar para basabiliyordu ne oldu da Merkez Bankalarına ihtiyaç duyuldu? Bir dönem düşünün ki, art arda bankalar batıyor, finansal krizler hiç bitmiyor ve kimse kimseye borç…
Krediler üzerine konuşurken Türkiye’deki en kritik konu olan para arzı meselesini ele alalım. Mx gibi para arzı analizleri genişlemeyi göstermiyor. M*V yanlış zemin. Bu sadece nominal harcama talebi gösterir. Para arzının doğru yapılıp yapılmadığını, yani aslında para politikasının başarılı olup olmadığını anlamak için bize nominal harcamanın borçtan gelen kısmı lazım. Borç kaynaklı talep artışı nominal harcamadan hızlı ise para politikası başarısız demektir. Enflasyona göre düzeltseydik bile Mx üzerinden para arzı analizleri anlamlı olmayacaktı çünkü M’nin içinde kamu borcu yok, özel tahviller yok. Bunlar para politikası kapsamında değil mi? Kamu borcu ve özel tahvil artsa M sabit kalırken V, yani dolaşım…
Daha önce Merkez Bankası’nın yaptığı geçişkenlik çalışmalarına rağmen enflasyonun kurdan kaynaklandığı fikri teknik düzeydeki karar vericilerde halen hakim görünüyor ve bu görüş enflasyonla mücadele için kurun belli bir fiyatta sabitlenmesini ya da artışının mümkün olduğunca durdurulması olarak politikaya yansıdı. Bu politikanın neticesinde rekor düzeyde bir cari açığa ulaştık. Fikir enflasyonun düşürülmesine tali olarak bir miktar hizmet etse de cari dengedeki bozulmayı hızlandırarak beklenen kriz senaryosunu ağırlaştırıyor. Mekanizmanın iki yönlü olarak nasıl çalıştığı aslında aşikar, yine de bir tekrar yaparsak enflasyon %50+ iken iç piyasada mal ve hizmet fiyatları değer kazanıyor, diğer taraftan kur bu miktarda artmadığı için iç piyasadaki ürünler…
Monopolcü bir firmanın ürettiği her malın farklı birimleri için farklı fiyat uygulamasının yanında ayrıca satın alınmak istenen mal miktarı değiştiğinde farklı fiyat uygulamasına ( satın alınan mal miktarı arttıkça birim fiyatı düşürmesine ) ikinci derece fiyat farklılaştırması denir. Yani ikinci derece fiyat farklılaştırmasında kriter tüketicilerin ödemeye razı oldukları en yüksek fiyat değil, talep ettikleri mal miktarıdır. İkinci derece fiyat farklılaştırmasında birim fiyat, satın alınan mal miktarı arttıkça azaldığından, ikinci derece fiyat farklılaştırması tüketimi teşvik eder. Birinci derece fiyat farklılaştırmasının aksine, monopolcünün her tüketicinin ödemeye razı olduğu maksimum fiyatı / her tüketicinin talep eğrisini bilmesi gibi çok sınırlayıcı bir koşul içermeyen…
Yinelenen Sinir Ağları (RNN), verilerin önceki bilgilerine bağlı olarak çalışan bir makine öğrenimi modelidir. Bu model, özellikle doğal dil işleme, metin üretimi, zaman serisi verileri ve diğer sürekli veriler gibi zamanla değişen verilerin işlenmesinde kullanılır. RNN’ler, birbirleriyle bağlantılı hücrelerin (neuronlar) oluşturduğu bir ağdır. Bu hücreler, hem girdileri hem de önceki çıktıları kullanarak yeni bir çıktı üretirler. RNN’lerin özelliği, girdilerin ve çıktıların zamanla değişebilmesidir, bu nedenle bu model, zaman serileri verileri gibi sıralı verileri işlemek için uygundur. RNN’lerin temel bileşeni, hücre olarak adlandırılan bir yapıdır. Hücreler, iç durumlarını koruyarak girdileri ve önceki çıktıları işlerler. RNN’ler, her zaman adımında bu hücreleri kullanır…
Solow modeli sermaye birikiminin büyüme üzerindeki tesirini minimum olarak kabul eder ve bunu tasarruf seviyesinin – sermaye birikiminin büyümeyi yalnızca geçiş dönemlerinde etkilediğini söyleyerek yapar. Ancak Solow modeli aynı zamanda teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin büyüme üzerindeki tesirini maksimum kabul eder çünkü teknolojik alanda yaşanan ilerlemeler ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyecektir. Ancak Solow modelinde teknoloji alanında yaşanan gelişmeler dışsal ( nasıl ortaya çıktığı modelde açıklanmayan ) bir olgu olduğundan, Solow modeli iktisadi büyümenin nasıl meydana geldiğini açıklayamamaktadır. Büyümenin nasıl meydana geldiğini ve büyümeyi etkileyen politikaların neler olduğunu açıklamak yönünde önemli bir eksikliği olan Solow modeli bu eksikliklerin giderileceği yeni bir teorinin…
Konvolüsyonel Sinir Ağları (Convolutional Neural Networks veya CNNs), resim, video, metin ve ses gibi girdi verileri üzerinde derin öğrenme algoritmaları olarak kullanılan bir yapılandırılmış öğrenme yöntemidir. Bu ağlar, nesne tanıma, yüz tanıma, görüntü sınıflandırma, nesne tespiti, dil işleme gibi birçok uygulamada kullanılır. CNN’ler, girdi verilerindeki özellikleri tanımlamak için tasarlanmış özel bir sinir ağıdır. CNN’ler, normal sinir ağlarından farklı olarak, filtreler veya çekirdekler adı verilen küçük matrisler kullanarak girdi verilerindeki özellikleri belirler. Bu filtreler, girdi verilerinde kaydırılır ve her konumda bir çıktı üretir. Bu sayede, ağ girdi verilerindeki özellikleri öğrenir ve daha sonra bu özellikleri daha yüksek seviyeli özelliklere birleştirir. CNN’ler,…