Yazar: Tan Haskol

Ücretlerin artışı tartışılırken öncelikle para kavramının yerli yerine oturtulması gerekir. Para nakit ve mevduattır. İnsanlar ceplerinde ihtiyaç duydukları kadar nakit taşırlar. Dolayısıyla nakit arzı talebe göre şekillenir. Ama mevduat öyle değildir. Bankalar edindikleri varlıklar karşılığında yükümlülüğe girerler. Yani banka aldığı her şey karşılığında borçlanır. Çünkü bankanın borcu paradır. Paramızı bankadan başka bir bankaya gönderirsek bankanın o başka bankaya merkez bankası parası göndermesi gerekir. Ama bir taraftan da o bankaya da fon girişleri yaşanıyor. Kapalı sistem. Nakit mevcudunda öyle büyük değişimler olmadığı sürece mevduatlar bankalar arasında gidip geliyor. Dolayısıyla mevduatın kaçabileceği bir yer yok. Bankadan kredi aldığınızda banka krediyi aktifine yazar.…

Read More

Kronik yüksek enflasyonla mücadelede, reel faizleri yükseltmek ve ekonomiyi resesyona sokmak, finansal krizlere ve üretim kapasitesinde kalıcı kayıplara zemin hazırlamaktadır. Bir yandan satışları düşen diğer yandan faiz maliyetleri yükselen firmalar iflasa sürüklenmektedir. Artan iflaslar ve işsizlik, kredi batıklarını azdırmakta ve bankaların öz kaynaklarını eritmektedir. Enflasyonla kısa vadeli mücadelede krediler firmaların borçlarını ödeyebilecekleri şartlarda daraltılır. Ekonominin küçülmesine müsaade edilmez. Bununla birlikte, büyüme potansiyelin altına çekilerek, firmaların maliyet artışlarını tümüyle fiyatlara yansıtmalarının önüne geçilir. Kredilerin daralması, borçluların net ödeyici konuma gelmeleri anlamına gelmektedir. Yatırım dışı kredilerde, net borç ödeyicisi konumuna gelebilmek için harcamaların azaltılması gerekmektedir. Satışları azalmayan firmalar cari ve geçmiş yıl…

Read More

https://youtu.be/F0gV81FyEyw Editör  Enes Cebe  : Elimde tuttuğum doların üstünde ABD Merkez Bankası Federal Rezerv’in ismi yazıyor. Bu gibi kağıt paraları basan kurum olarak Merkez Bankalarını tanıyoruz. Peki size Merkez Bankaları kurulmadan önce bankaların zaten para bastığını söylesem. Örneğin ABD’nin Merkez Bankası FED’ in kurulumu 1913 yılında gerçekleşmişken ilginç bir şekilde ABD’deki ilk banka 1791 yılında kurulmuştu. Yani Merkez bankası kurulmadan önce yaklaşık  120 yıl boyunca ABD para basıyor, kredi veriyor ve mevduat toplayabiliyordu. Madem bankalar para basabiliyordu ne oldu da Merkez Bankalarına ihtiyaç duyuldu?  Bir dönem düşünün ki,  art arda bankalar batıyor, finansal krizler hiç bitmiyor ve kimse kimseye borç…

Read More

Krediler üzerine konuşurken Türkiye’deki en kritik konu olan para arzı meselesini ele alalım. Mx gibi para arzı analizleri genişlemeyi göstermiyor. M*V yanlış zemin. Bu sadece nominal harcama talebi gösterir. Para arzının doğru yapılıp yapılmadığını, yani aslında para politikasının başarılı olup olmadığını anlamak için bize nominal harcamanın borçtan gelen kısmı lazım. Borç kaynaklı talep artışı nominal harcamadan hızlı ise para politikası başarısız demektir. Enflasyona göre düzeltseydik bile Mx üzerinden para arzı analizleri anlamlı olmayacaktı çünkü M’nin içinde kamu borcu yok, özel tahviller yok. Bunlar para politikası kapsamında değil mi? Kamu borcu ve özel tahvil artsa M sabit kalırken V, yani dolaşım…

Read More

Genel seçimler sonrasında Türkiye Ekonomisi nasıl şekillenecek? Sorusuna cevap arıyoruz. Daha önce Merkez Bankası’nın yaptığı geçişkenlik çalışmalarına rağmen enflasyonun salt kurdan kaynaklandığı fikri teknik düzeydeki karar vericilerde halen hakim görünüyor ve bu görüş enflasyonla mücadele için kurun belli bir fiyatta sabitlenmesini ya da artışının mümkün olduğunca durdurulması olarak politikaya yansıdı. Bu politikanın neticesinde rekor düzeyde bir cari açığa ulaştık. Fikir enflasyonun düşürülmesine tali olarak bir miktar hizmet etse de cari dengedeki bozulmayı hızlandırarak beklenen kriz senaryosunu ağırlaştırıyor. Mekanizmanın iki yönlü olarak nasıl çalıştığı aslında aşikar, yine de bir tekrar yaparsak enflasyon %50+ iken iç piyasada mal ve hizmet fiyatları değer…

Read More

Yinelenen Sinir Ağları (RNN), verilerin önceki bilgilerine bağlı olarak çalışan bir makine öğrenimi modelidir. Bu model, özellikle doğal dil işleme, metin üretimi, zaman serisi verileri ve diğer sürekli veriler gibi zamanla değişen verilerin işlenmesinde kullanılır. RNN’ler, birbirleriyle bağlantılı hücrelerin (neuronlar) oluşturduğu bir ağdır. Bu hücreler, hem girdileri hem de önceki çıktıları kullanarak yeni bir çıktı üretirler. RNN’lerin özelliği, girdilerin ve çıktıların zamanla değişebilmesidir, bu nedenle bu model, zaman serileri verileri gibi sıralı verileri işlemek için uygundur. RNN’lerin temel bileşeni, hücre olarak adlandırılan bir yapıdır. Hücreler, iç durumlarını koruyarak girdileri ve önceki çıktıları işlerler. RNN’ler, her zaman adımında bu hücreleri kullanır…

Read More

Solow modeli sermaye birikiminin büyüme üzerindeki tesirini minimum olarak kabul eder ve bunu tasarruf seviyesinin – sermaye birikiminin büyümeyi yalnızca geçiş dönemlerinde etkilediğini söyleyerek yapar. Ancak Solow modeli aynı zamanda teknoloji alanında yaşanan gelişmelerin büyüme üzerindeki tesirini maksimum kabul eder çünkü teknolojik alanda yaşanan ilerlemeler ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkileyecektir. Ancak Solow modelinde teknoloji alanında yaşanan gelişmeler dışsal ( nasıl ortaya çıktığı modelde açıklanmayan ) bir olgu olduğundan, Solow modeli iktisadi büyümenin nasıl meydana geldiğini açıklayamamaktadır. Büyümenin nasıl meydana geldiğini ve büyümeyi etkileyen politikaların neler olduğunu açıklamak yönünde önemli bir eksikliği olan Solow modeli bu eksikliklerin giderileceği yeni bir teorinin…

Read More

Hızlandıran modeli : Sabit yatırım kararlarını incelemek isteyen firmaların yararlanabileceği yaklaşımlardan biri hızlandıran modelidir.  Bu model yatırımı faiz haddi ile değil de hasıla – satışlar ile ilişkilendiren bir modeldir. Hızlandıran modelin hareket noktası, firmaların sabit bir sermaye – hasıla oranı ( v ) üzerinden yaptıkları ( sermaye – hasıla oranının teknolojik olarak belirlendiği ) yolundaki varsayımdır; Y ve K(*)  terimleri sırayla hasılayı ve arzulanan sermayeyi temsil eder. Bu denkleme göre, firmalar t yılında Y(t)  kadar hasıla üretmek için vY(t)  kadar bir sermayeye sahip olmak isterler; Benzer bir biçimde firmaların t-1 yılında  kadar Y(t-1) hasıla üretmiş olmaları, t-1 döneminde vY(t-1)…

Read More

Hedge fonları kişi ve kuruluşların finansal piyasalardaki işlemlerinden kaynaklanan risklerin, ilave birtakım finansal işlemlerin gerçekleştirmesi ya da araçların kullanması suretiyle azaltılmasına ya da tamamen ortadan kaldırılmasına duyulan ihtiyaçtan doğmuştur. Önceleri ‘finansal korunma’ sağlamaya yönelik yapılan işlemler zaman içerisinde başlı başına getiri elde edilen işlemlere dönüşmüştür. Yaşanan bu dönüşüm sonucunda ortaya çıkan yüksek getiriler bu fonları zamanla ‘finansal korunma sağlama’ amacından uzaklaştırmıştır. Dünyada finansal liberalizasyonun yaşandığı ve globalleşmenin hız kazandığı 1980’li ve 90’lı yıllarda hızlı bir büyüme gösteren ve 2004 yılında sayısı 8.000’i aşan, yönettikleri fonların büyüklüğü de 1 trilyon dolara yaklaşan bu sektör, hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda ve…

Read More

Nöroekonomi, son yıllarda farklı konularda çalışan birçok araştırmacıyı (nörobilim, ekonomi, psikoloji, mühendislik vb.)  bir araya getiren disiplinlerarası bir alandır. Temel olarak verilen kararlar ile aynı anda insan bünyesinde gerçekleşen biyolojik süreçler arasında bir bağlantı kurmayı amaçlamaktadır. Aralarında ilişki bulunan birçok faktörün birbirinden etkilenmesiyle oluşan nöroiktisat ilk başlarda temelde iki gruba ayrılmıştır. Davranışsal iktisatçı ve bilişsel psikologlardan oluşan bir grup neoklasik/açıklanmış tercihler teorisine alternatif geliştirmek ve test etmek amacıyla fonksiyonel beyin görüntülemeyi bir araç olarak kullanmıştır. Fizyolog ve bilişsel nörobilimcilerden oluşan diğer grup ise seçimlerin sinir donanımının algoritmik modellerini geliştirmek ve test etmek için iktisat teorisini kullanmıştır. Sonuç olarak biri ağırlıklı…

Read More