Son yıllarda anlaşılan kripto para kavramı, herkes için yeni bir alternatif değişim aracı olmaktadır. Paranın bir değişim aracı olarak klasik anlayışının aksine, dijital ekonomi insanların ilgisini çekmeye başlamıştır. Dolayısıyla, bu yeni yapının birçok riski ile birlikte, son zamanlarda kripto borç verenler tarafından kazanılan yüksek getiri, kripto parasını hedef almak ve böylece daha yüksek getiri elde etmek için yeni yatırım ürünleri arayan yatırımcıları yönlendirmiştir. Fakat bu kavram ile ilgili en büyük problem, birçok ülkede bu dijital para birimleri ile ilgili etkili bir düzenleme olmamasıdır. Bundan dolayı sanal para birimlerine karşı hem yatırımcılarda hem de normal kullanıcılarında güven problemi oluşmaktadır (Kesebir ve Günceler, 2019: 606).
Ayrıca, kripto paraları kıymetli metallerden ya da devlet itibarından kaynaklanmaz, ancak kullanıcılarının onu takas aracı olarak kabul etmesi ya da meta olarak görmesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Böylece, kripto paraların değeri, diğer para birimleri ve emtialar da olduğu gibi piyasalarda anlık olarak değişen arz ve talep şartlarına göre belirlenmektedir.
Esasında, kripto para birimlerinin ortaya çıkması ile yeni ekonomik yapı oluşmuştur çünkü ekonomi en basit anlamıyla, yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde üreticiler, dağıtıcılar ve tüketicilerden oluşan bir yapı olarak tanımlanmaktadır. Kripto para birimi ile, yeni oluşan ekonomi, sanal para üreticileri ve kullanıcılarının bir araya geldikleri piyasalarda hizmet veren şirketlerden meydana gelen bir ağ olarak ifade edilmektedir. Bu çerçevede, bu tez çalışmasının bu bölümünde kripto para kavramının kavramsal çerçevesi verilmektedir çünkü ikinci bölümde ele alınan kripto para birimi olan Bitcoin’in daha iyi anlaşılması ve kavranılması acısından bir altyapı oluşturmaktadır.
Kripto Para Kavramı
2007-2008 küresel mali krizi ve müteakip borç krizi nedeniyle, merkezi para birimleri baskı altına girmiştir ve dünya çapındaki insanlar merkezi finansal kurumlara olan inancını yitirmeye başlamıştır. Bu nedenle, ademi merkeziyetçilik ve alternatif para birimleri için çağrıda bulunulmuştur. Çağrı kripto para birimleri, eşler 4 arası ağlara ve kriptografik araçlara dayanan merkezi olmayan dijital para birimleri tarafından dikkate alınmıştır. Kriptografik kullanıcıları sanal parayı diğer kullanıcılara aktarabilmekte ve böylece mal ve hizmetleri satabilmekte veya satın alabilmektedir. Kripto para birimi ile ilgili, bir yandan düşük işlem ücretlerinden dolayı övgüyle bahsedilmekte; bankalara ve kredi kartlarına uygulanabilir bir alternatif olarak tanıtılmaktadır. Öte yandan, kripto para birimlerinin uyuşturucu gibi yasadışı islerde kara para aklama ve ticaret için kullanımının da kolay bir araç olduğu uyarısında yapılmaktadır (Morisse, 2015: 2).
Sanal para birimi, ‘crypto’ ve ‘currency’ kelimelerinden türetilerek ‘cryptocurrency’ kelimesini ifade etmektedir. Kripto parası, internet üzerinden kullanılan ve merkezi bir otorite veya aracı kurumla bağlantısı olmayan sanal para birimi olarak tanımlanmaktadır. Kripto parası ile insanlar ya da kurumlar parayla olduğu gibi ödeme yapılabilmekte ve para olarak kabul edilmektedir. Kripto para birimi, bilinen para birimleri Türk Lirası, Dolar, Euro vb. gibi parasal bir sistem olmasına rağmen, bu para birimlerinin oluşturulmasının amacı, bazı kriptografi ilkeleri sayesinde mümkün olan bir işlemle dijital bilgi alışverişini sağlamaktır. Kriptografi kullanmanın amacı, para işlemlerini güvence altına alarak yeni fon oluşumunu kontrol etmektir (Kenger ve Tokmak, 2018: 4701).
Kripto para birimi, kriptografi (şifre bilimi) kullanan sanal bir para birimi olarak tanımlanmaktadır. Kriptoloji, para yaratma sürecinde ve bununla yapılan uygulamaların güvenilirliğini sağlamada kullanılmaktadır. Kripto para birimlerinin teorik anlamda altyapısı 1998 yılında Wei Dai tarafından oluşturulmuştur. Son yıllarda, piyasada mevcut bütün kripto para birimlerinin teknik anlamda altyapısını 2008 yılında Satoshi Nakamoto isimli bir kişi veya onun grubu tarafından oluşturulmuştur (Gültekin ve Bulut, 2016: 84).
Kripto para sistemleri dağınık sistemlerdir ve merkezi bir otoriteye bağlı değillerdir. Bütün kripto para sistemlerinin mantığı, işlemleri kontrol etmek, arzı artırmak ve hileciliği önlemek için kriptografi kullanmaktadırlar. Sanal ortamda işlemler tasdiklendikten sonra, işlemler dijital olarak saklanmaktadır. Aşağıda verilen Şekil l’de gösterildiği gibi, işlemler muhasebe sistemi olarak değerlendirilerek bir ‘blok zinciri’ içinde toplanmaktadır. Blok zinciri, tüm işlemleri kapsayan ve herkese 5 açık ve erişilebilir bir yapıdır. Ödemeler ağ düğümleri tarafından doğrulanmaktadır. (Karaoğlan vd. 2018: 16).
Şekil l: Blok Zinciri Sistemi Kaynak: Karaoğlan vd. (2018: 16) Şekil l’de kripto paraların nasıl uygulandıkları ve kullanıldıkları gösterilmektedir. Bütün işlemler oluşturulan bloklar aracılığıyla yapılmaktadır. Bütün bu işlemlerin onaylanma sureci ise, madencilik (mining) olarak ifade edilmektedir. Üçüncü bölümde Bitcoin para biriminin yapısı ve kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmektedir. Bütün sanal para birimlerinin çalışma mantığı hemen hemen aynıdır. Blok zinciri, kayıtların kriptografik unsurlarla (karma fonksiyonlar) birbirine bağlandığı sürekli büyüyen, dağıtık bir veri tabanıdır. Merkezi bir sistemi olmasa da, veriler sisteme entegre olan kullanıcılar tarafından saklanmaktadır. Şifreli işlem takibi sağlayan dağıtık veri tabanı olan Blok zinciri, Dağıtılmış Muhasebe Teknolojisi (DLT) olarak tanımlanmaktadır. Blok zinciri teknolojisi ile kripto para birimleri matematiksel olarak iki tarafın ihtiyaç duyduğu aracıyı ortadan kaldırmaktadır ve bunun yerine matematiksel hassasiyetle bir teknoloji getirmektedir. Bu aynı zamanda bir güven mekanizması işlevi gördüğünü de göstermektedir. Kripto paralarının ve altyapısının çalışmasını sağlayan Blok zinciri teknolojisi, alet gerektirmez ve say dam olmanın yanı sıra en yüksek güçtür. Blok zinciri, kullanıcıların süreci hızlandırmasını, maliyetleri düşürmesini, güvenliği geliştirmesini ve operasyonel çalışmayı basitleştirmesini sağlamaktadır. Kripto madeni paraların yayılması sonucunda üçüncü 6 taraflara duyulan ihtiyacı ortadan kaldıran, merkezi olmayan blokaj teknolojisi, finansal sistemde anonim ve çok düşük bir maliyetle transfer gerçekleştirirken önemli bir değişiklik veya yıkıcı etkiye neden olabilmektedir (Dilek, 2018: 11).
Başka bir ifadeyle, blok zinciri, şifreli işlem takibine olanak veren, her bir bilginin bloklarda ve gelişmiş şifreleme algoritmaları ile işlenmesini ve bir merkeze bağlanmadan birbirine bağlanmasını sağlayan dağıtılmış bir veri tabanıdır. Bir blok zinciri, bir hesap hareketi kaydını temsil eden veri yapısı olarak ifade edilmekte ve güvenli ve sanal bir şekilde imzalanmaktadır. Bu hesap hareketleri bir ağ üzerinden gerçekleşmektedir ve sürekli olarak güncellenmeler olmaktadır. Sistem, tek bir merkezden denetlenmesine gerek kalmadan merkezi ve karmaşık bir güvenlik ağı ile güvenli ve hızlı bir şekilde çalışmaktadır. Blok zinciri sadece para akışında değil, birçok sistemde de kullanılmaktadır çünkü hızlı, güvenli ve izlemesi kolay olmak üzere üç temel noktada kolaylıklar olmasına olanak vermektedir.
- İlk olarak herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan düşük maliyetli ve hızlı işleme;
- İkincisi, merkezi kontrol eksikliğinden dolayı yolsuzluk olasılığı çok düşük olmaktadır.
- Son olarak, varlıkların transferinde takip ve kontrol kolaylığı en üst düzeyde kontrol sağlamaktadır.
Blok zinciri teknolojisinin sadece kripto paraları ile ilişkili olmadığı, ancak teknoloji altyapısı gerektiren birçok alanda, özellikle bankacılık gibi alanlarda yüksek güvenilirliğe sahip bir sistem olarak kullanıldığı bilinmektedir (Çetiner, 2018: 3-4).
Blok zincirleri esasen, tüm dijital olayların veya işlemlerin bütün sistem katılımcıları tarafından depolandığı ve dağıtıldığı bir veri tabanıdır. Blok zincirleri, işlem takibi sağlayan şifreli olarak dağıtılmıştır. Tüm kullanıcılar ağa bağlanmak, yeni işlemler göndermek, işlemleri doğrulamak ve yeni bloklar oluşturmak gibi işlemleri gerçekleştirebilmektedir. Kümeleme yani blok zinciri teknolojisi, ademi merkeziyetçi paraların oluşturulması, yürürlükteki dijital sözleşmeler (akıllı sözleşmeler) ve Internet üzerinden kontrol edilebilen akıllı varlıklar (akıllı mülkiyet), bunu mümkün kılan bir teknolojik bir dehadır. Blok zincir teknolojisi internete 7 benzemektedir. Blok zincirleri, bir bilgisayar ağı üzerinden binlerce kez kopyalanan bir elektronik tablodur. Bir bloktaki bilgi ortak ve sürekli bir şekilde mutabakata varılan bir veri tabanında tutulmaktadır. Blok zincirlerinin veri tabanı tek bir merkezi noktada depolanmamakta ve halka açıktır. İnternet’teki herkes aynı anda milyonlarca bilgisayarda barındırılan verilere erişebilmektedir. Blok zincirleri, farklı kuruluşlar tarafından kontrol edilen çoklu bilgisayar sisteminde bire bir kopyaları olan dijital dağıtılmış işlem günlüğüdür. Blok zincirlerine katılan herkes kayıtlarını görebilmektedir. Blok zincir teknolojisinin temelinde yatan beş ana kaide söz konusudur. Bunlar (Serçemeli, 2018: 40-41).
- Dağıtılmış Veri Tabanı: Blok zincirlerindeki her bir kullanıcı bütün veri tabanına ve geçmişine ulaşabilmektedir. Hiçbir kullanıcı yalnızca veri veya bilgileri denetlememektedir. Bütün kullanıcılar, aracı olmadan işlem ortaklarının kayıtlarını direkt olarak doğrulayabilmektedir.
- Eşler Arası İletim: İletişim merkezi doğrudan bir ağ yerine eşler arasında olmaktadır. Her ağ, bilgileri diğer bütün ağlara depolamakta ve iletmektedir. • Şeffaflık: Her işlem ve ilgili değerler sisteme ulaşımı olan herkes tarafından görülebilmektedir. Bir blok zincirindeki hem düğüm hem de kullanıcı, onu ifade eden 30’dan fazla karakterden oluşan alfa nümerik bir adresleri söz konusudur. Kullanıcılar isimsiz kalmayı veya kimliklerini başkalarına ifşa etmesi kendi tercihlerine bırakılmıştır. İşlemler blok zinciri adresleri arasında olmaktadır.
- Kayıtların İadesi Olmayanlar: Veri tabanına bir işlem girildikten ve hesaplar güncellendikten sonra kayıtlar değiştirilememektedir. Bu işlem onlardan önce gelen tüm işlem kayıtlarına bağlı olduğu için “zincir” terimi de buradan türetilmiştir. Veri tabanındaki kayıtların yerleşik bir şekilde kronolojik olarak düzenlenmesi ve ağdaki diğer kişilerin kullanımına takdim edilmesi için muhtelif hesaplama algoritmaları ve yaklaşımları kullanılmaktadır.
- Hesaplamalı Mantık: Ana kayıtların dijital niteliği, blok zincir işlemlerinin hesaplama mantığını programlayabilme becerisinde yatmaktadır. Bu nedenle, kullanıcılar düğümler arasındaki işlemleri otomatik olarak tetikleyen algoritmalar ve kurallar oluşturabilmektedir. Son olarak, blok zincir teknolojisinin bu önemli özellikleri, üçüncü tarafları birden fazla işlem türünden çıkarmak, işlem maliyetlerini azaltmak ve tüm büyük endüstrilerde inovasyon potansiyelini artırmak için bir kapı açmasıdır. Blok zincirleri potansiyellerini birçok önemli özelliği şunlardır (Schatsky ve Muraskin, 2017)
- Güvenilir ve Erişilebilir: Çok sayıda katılımcı tarafından kullanıldığından herhangi bir arıza noktası içermemektedir. Kesinti ve saldırılara karşı koymak üzere tasarlanmıştır.
- Şeffaf: Blok zinciri işlemleri, tüm katılımcıların görebileceği şekilde kontrol edilir ve bu da kontrol ve güveni arttırmaktadır.
- Değişmez: Blok zincirlerini tespit etmeden değişiklik yapmak neredeyse imkansızdır. Bu durum, taşınan bilgilerin güvenilirliğini arttırmakta ve dolandırıcılık olasılığını azaltmaktadır.
- Geri alınamaz: İdari işlemleri kolaylaştıracak ve kayıtların doğruluğunu artıracak işlemleri geri alınamaz bir şekilde yapmak mümkündür.
- Dijital: Varlıkların ve belgelerin hemen hepsi şifrelenebilir ve kısıtlanabilir veya bir kitap kaydı olarak görüntülenebilir.