Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    DataKapital Blog
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
      • Google Trends Verisi
      • Kitle İlgisi ve Etkileşim
      • Sentiment Analizi
      • Temel & Teknik Analiz
    • Fon Hareketleri
      • Fon Giriş-Çıkış
      • Fon Pozisyonları
      • Yatırım Eğilimleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
      • Makro Ekonomik Analizler
      • Jeopolitik Risk Analizi
      • Küresel Trendler
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
      • Veri Türleri ve Kavramlar
      • Analiz Teknikleri
      • Python ile Veri İşleme
      • Finansal Otomasyon
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
      • Korelasyon Analizleri
      • Veri Destekli Okumalar
      • Algoritmik Trading
      • Senaryo ve Örüntü Testleri
    DataKapital Blog
    Anasayfa » Laffer Eğrisi
    Jeoekonomik & Makro Veriler

    Laffer Eğrisi

    Hakan KaraYazar : Hakan Kara25 Eylül 2023Güncelleme : 20 Ağustos 2025Yorum yapılmamış6 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Laffer Eğrisi Nedir
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Laffer eğrisi, gelir düzeyindeki artışın vergi gelirleri üzerindeki olumlu etkisinin, vergi haddindeki düşmenin vergisi geliri üzerindeki olumsuz etkisinden büyük olabileceğini varsayılmaktadır.

    Vergi Geliri = Vergi Haddi x Gelir.

    Vergi haddi düşünce ve buna bağlı olarak gelir düzeyi artınca, vergi gelirinin artabileceği içeren bu varsayım aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

    Laffer Eğrisi Nedir?

    Amerikalı iktisatçı Arthur Laffer’e itifen Laffer eğrisi diye adlandırılan hörgüç biçimindeki eğri, vergi gelirini vergi haddiyle ilişkilendirmektedir. Laffer eğrisine göre, vergi haddi ile vergi geliri arasında önce aynı sonra ters yönlü ilişki vardır. Vergi haddi arttıkça vergi geliri önce artar sonra azalır. Laffer eğrisinin yatay ekseni kestiği ilk nokta, vergi haddinin % 0 yani vergi gelirinin sıfır olduğu durumu gösterir.  Laffer eğrisinin yatay ekseni kestiği diğer nokta ise vergi haddinin % 100 olduğu ( elde edilen gelirin tümünün vergi olarak hükümete ödendiği ) ve dolayısıyla da kişilerin hiç çalışmadıkları ve buna bağlı olarak vergi gelirinin sıfır olduğu bir başka durumu temsil eder.

    Laffer eğrisinin yatay ekseni kestiği ilk noktadan ikinci noktaya giden yolda, vergi haddi yükseldikçe vergi gelirleri önce yükselmekte daha sonra düşmektedir. Maksimum noktasından sonra vergi haddi yükseldikçe vergi gelirinin düşmesinin nedeni, vergi haddindeki yükselmenin çalışma arzusu üzerindeki olumsuz etkisi sonucu gelir düzeyinde meydana gelen daralmanın vergi geliri üzerindeki olumsuz etkisinin, vergi haddindeki yükselmenin olumlu etkisinden artık büyük olmasıdır. Arz yönlü iktisatçılara göre, Laffer eğrisinin maksimum noktasının sağında kalan bir noktada bulunan bir ekonomide, vergi haddinin düşürülmesi Keynesyen analizde ieri sürülenin aksine vergi gelirlerinin artmasına ve böylece ceteris paribus bütçe açığının azalmasına yol açar.

    Gerçek hayatta Laffer eğrisine dayalı bir politika izlemek, aslında kolay değildir. Bunun nedeni, vergi gelirini maksimum kılan vergi haddini ampirik olarak öngörmenin mümkün olmamasıdır. Ekonominin Laffer eğrisinin sağ alt kısmında mı yoksa sol alt kısmında mı olduğunu ampirik olarak öngörmenin mümkün olmadığı anlamına gelen bu husus, maksimum noktasını yanlış tanımlayan bir arz yönlü iktisat politikasının maliyetinin ağır olacağını içerir. Aslında böyle bir durum arz yönlü iktisat 1980’lerde ABD’de Ronald Reagan’ın başkanlık döneminde uygulandığında ortaya çıkmıştır. Planlananın tersine vergi gelirinin ciddi bir biçimde düşmesine ve buna bağlı olarak bütçe açığının ciddi bir biçimde artmasına yol açan söz konusu uygulama, 1980’lerde ABD’de ekonomisinin maksimum noktanın sol altında yer alan bir noktada bulunduğu göstermiştir. Bu önemli tecrübe hesaba katıldığında, vergi haddindeki düşmenin vergi kaçaklarını azaltacağını ve bunun da vergi gelirlerinin artmasına ilave bir katkı sağlayacağını da ileri süren arz yönlü iktisadı ihtiyatla karşılamak gerekir.

    1. Laffer Eğrisinin Teorik Temeli

    Laffer eğrisi, vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki ilişkinin doğrusal olmadığını savunan bir teoridir. Temel mantık, aşırı yüksek vergi oranlarının çalışma, yatırım ve üretim motivasyonunu azaltarak toplam geliri daraltacağıdır. Böylece vergi oranlarının artırılması, belirli bir noktadan sonra vergi gelirlerinde düşüşe yol açar.

    Bu yaklaşımın temel dayanakları şunlardır:

    • İkame Etkisi: Vergi oranlarının yükselmesi, çalışmanın getirilerini düşürür. Bireyler çalışma yerine boş zamanı tercih edebilir.

    • Gelir Etkisi: Daha yüksek vergiler, gelir hedefini korumak için bireyleri daha çok çalışmaya zorlayabilir; ancak bu etki sınırlıdır.

    • Vergi Kaçakları: Yüksek vergi oranları, kayıt dışı ekonomiyi ve vergi kaçakçılığını artırabilir.

    • Yatırım Kararları: Yüksek vergiler, yatırımcıların risk alma eğilimini azaltır ve sermaye çıkışlarına yol açabilir.

    Bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, vergi oranlarının optimum bir seviyede belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılır.


    2. Laffer Eğrisinin Politika Açısından Önemi

    Laffer eğrisi, özellikle arz yönlü iktisat perspektifinde büyük önem taşır. Arz yönlü yaklaşım, daha düşük vergi oranlarının ekonomik büyümeyi teşvik ederek vergi gelirlerini artırabileceğini savunur. Ancak bu yaklaşım, ekonominin hangi noktada bulunduğuna dair doğru bir tespiti zorunlu kılar.

    • Eğer ekonomi maksimum vergi geliri noktasının sağında ise, vergi oranlarının düşürülmesi vergi gelirini artırabilir.

    • Eğer ekonomi maksimum noktanın solunda ise, vergi indirimleri doğrudan vergi gelirlerinde kayba yol açar ve bütçe açıklarını büyütür.

    Bu nedenle, Laffer eğrisi teoride cazip olsa da pratikte uygulanması dikkatli bir analiz gerektirir.


    3. Ampirik Zorluklar

    Laffer eğrisinin uygulanabilirliğini sınırlayan en önemli unsur, maksimum vergi gelirine ulaşılan optimum vergi oranının ampirik olarak tespit edilememesidir. Bunun nedenleri şunlardır:

    • Farklı Vergi Türleri: Gelir vergisi, kurumlar vergisi, tüketim vergisi gibi farklı vergiler ekonomiyi farklı biçimlerde etkiler.

    • Toplumsal Davranışlar: Farklı ülkelerde bireylerin çalışma, tüketim ve yatırım alışkanlıkları farklıdır.

    • Kayıt Dışı Ekonomi: Vergi oranları ile vergi kaçakları arasındaki ilişki doğrusal değildir; bu durum optimum noktayı belirlemeyi güçleştirir.

    • Makroekonomik Şoklar: Krizler, resesyonlar veya yüksek enflasyon gibi unsurlar vergi gelirleri üzerinde öngörülemez etkiler yaratabilir.

    Sonuç olarak, optimum vergi oranı ülkeden ülkeye değişir ve zamanla da farklılaşabilir.


    4. Tarihsel Örnekler

    a) ABD – Reagan Dönemi (1980’ler)

    Ronald Reagan yönetimi, arz yönlü ekonomi politikalarını uygulayarak gelir vergisi oranlarını ciddi şekilde düşürdü. Beklenti, düşük vergilerin yatırımları artırması ve ekonomik büyümeyi hızlandırarak toplam vergi gelirlerini yükseltmesiydi. Ancak, ekonominin Laffer eğrisinin maksimum noktasının solunda bulunması nedeniyle bu politika hedeflenen sonucu vermedi. Vergi gelirleri düştü ve bütçe açıkları hızla arttı. Bu deneyim, Laffer eğrisi teorisinin pratikte riskli olabileceğini gösterdi.

    b) Doğu Avrupa Ülkeleri

    2000’li yıllarda bazı Doğu Avrupa ülkeleri, tek oranlı gelir vergisi (flat tax) sistemine geçiş yaptı. Vergi oranlarının düşürülmesi, kısa vadede vergi tabanını genişletti ve kayıt dışı ekonomiyi azaltarak vergi gelirlerinde artış sağladı. Ancak bu sonuç, yapısal reformlarla desteklendiği için elde edildi; yani tek başına vergi indirimi yeterli olmadı.

    c) Türkiye Örneği

    Türkiye’de vergi oranlarında zaman zaman yapılan indirimler, özellikle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) gibi dolaylı vergilerde tüketim eğilimini canlandırarak kısa vadede gelir artışına katkı sağladı. Ancak kayıt dışı ekonomi yüksek olduğundan, bu etki kalıcı olmadı.


    5. Modern Yaklaşımlar ve Eleştiriler

    Günümüzde birçok iktisatçı, Laffer eğrisinin tek başına ekonomik politika belirlemek için yeterli olmadığını savunmaktadır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır:

    • Gelir Dağılımı Etkileri: Vergi indirimleri genellikle yüksek gelir gruplarına daha fazla fayda sağlar, bu da gelir eşitsizliğini artırabilir.

    • Bütçe Disiplini: Vergi indirimlerinin beklenen etkiyi yaratmaması durumunda kamu maliyesi ciddi açıklarla karşı karşıya kalabilir.

    • Talep Taraflı Faktörler: Laffer eğrisi arz yönlü bir modeldir, ancak tüketim harcamaları gibi talep yönlü faktörleri ihmal eder.

    • Davranışsal Tepkiler: Vergi oranlarındaki değişiklikler, bireylerin ve firmaların motivasyonlarını öngörülenden farklı biçimde etkileyebilir.

    Bu nedenlerle, Laffer eğrisi günümüzde tek başına değil, maliye politikalarının diğer unsurlarıyla birlikte değerlendirilir.


    6. Laffer Eğrisinin Günümüzdeki Yeri

    Laffer eğrisi, küreselleşme ve sermaye hareketliliğinin arttığı günümüz ekonomilerinde daha da karmaşık bir hâle gelmiştir. Sermayenin serbest dolaşımı, yüksek vergi oranlarının sermaye çıkışlarına yol açmasına neden olabilir. Bu durum, vergi rekabetini artırır ve ülkeleri daha düşük vergi oranlarına yöneltebilir.

    Öte yandan, dijital ekonomi ve sınır ötesi ticaretin yaygınlaşması, vergi tabanlarının daralmasına yol açarak optimum vergi oranının belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, modern ekonomilerde Laffer eğrisi hâlâ önemli bir referans noktası olmakla birlikte, daha kapsamlı bir makroekonomik çerçeve içinde değerlendirilir.


    7. Sonuç

    Laffer eğrisi, vergi oranları ile vergi gelirleri arasındaki doğrusal olmayan ilişkiyi açıklayan güçlü bir teorik çerçevedir. Ancak, uygulanabilirliği karmaşık ve risklidir.

    • Optimum vergi oranının doğru belirlenememesi, bütçe açıklarını büyütebilir.

    • Ekonominin bulunduğu noktanın doğru tespit edilmemesi, politikaların beklenenin tersine sonuçlar doğurmasına yol açabilir.

    • Vergi politikaları, gelir dağılımı, yatırım teşvikleri ve kayıt dışı ekonomi gibi unsurlar dikkate alınmadan tasarlanırsa, Laffer eğrisi tek başına anlamını yitirir.

    Dolayısıyla, Laffer eğrisi maliye politikalarının tasarımında önemli bir araçtır ancak nihai kararlar ampirik analiz, bütçe dengeleri ve makroekonomik koşullar göz önünde bulundurularak verilmelidir.

    Arthur Laffer Vergiler
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki İçerikBüyük Dil Modeli Nedir ve Hangi Alanlarda Kullanılabilir?
    Sonraki İçerik Likidite Tuzağı

    Benzer İçerikler

    Üretim İmkanları Eğrisi ve Kaldor Post Keynesyen

    Üretim İmkanları Eğrisi Kaldor Yasaları ve Türkiye’de Büyüme

    11 Aralık 2025
    Borsa Yabancı Ortalama Elde Tutma Süresi

    Türkiye’de Spekülatif Sermaye ve Finansal Riskler

    23 Temmuz 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Anonim şirketlerde çift imza

    Anonim Şirketlerde Temsil Yetkisinin Kullanılması

    20 Ağustos 2024
    Yorum Yap Cancel Reply

    Güncel yazılar
    Borsa İstanbul Twitter X
    Borsa İstanbul Twitter Influencerları: Etkileşim Analizi ve Performans Dinamikleri
    12 Aralık 2025
    Üretim İmkanları Eğrisi ve Kaldor Post Keynesyen
    Üretim İmkanları Eğrisi Kaldor Yasaları ve Türkiye’de Büyüme
    11 Aralık 2025
    Kredi ve Risk Yönetiminde Makine Öğrenimi Uygulamaları
    Kredi Risk Yönetiminde Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi Uygulamaları
    4 Aralık 2025
    Datakapital Twitter Modülü
    Datakapital Influencer Listeleri Sürüm Güncellemesi 1.3
    21 Kasım 2025
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Popüler yazılar
    Borsa İstanbul Twitter X Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    Borsa İstanbul Twitter Influencerları: Etkileşim Analizi ve Performans Dinamikleri
    Yazar : Datakapital Basın12 Aralık 20250

    Borsa İstanbul Twitter influenceları, X platformunda yatırımcı davranışını, bilgi akışını ve piyasa algısını şekillendiren önemli…

    Üretim İmkanları Eğrisi ve Kaldor Post Keynesyen

    Üretim İmkanları Eğrisi Kaldor Yasaları ve Türkiye’de Büyüme

    11 Aralık 2025
    Kredi ve Risk Yönetiminde Makine Öğrenimi Uygulamaları

    Kredi Risk Yönetiminde Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi Uygulamaları

    4 Aralık 2025
    Datakapital Twitter Modülü

    Datakapital Influencer Listeleri Sürüm Güncellemesi 1.3

    21 Kasım 2025
    Hakkımızda

    Datakapital A.Ş alternatif veri kaynaklarını, makine öğrenimi disiplinleriyle işleyerek kullanıcılar için çeşitli alanlarda veri bazlı karar destek sistemleri üretir. Alternatif veri vurgusu firmanın vizyonunu belirgin bir şekilde ortaya koyan önemli bir detaydır. Araştırma alanı fark etmeksizin konuya her zaman doğrusal ve konvansiyonel olmayan verileri tespit ederek ve bunları merkeze alarak yaklaşmaya çalışırız.

    Güncel yazılar
    Borsa İstanbul Twitter X

    Borsa İstanbul Twitter Influencerları: Etkileşim Analizi ve Performans Dinamikleri

    12 Aralık 2025
    Üretim İmkanları Eğrisi ve Kaldor Post Keynesyen

    Üretim İmkanları Eğrisi Kaldor Yasaları ve Türkiye’de Büyüme

    11 Aralık 2025
    Kategoriler
    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
    • Fon Hareketleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • DataKapital
    • Bist
    • Raporlar
    • Blog
    • Fikri Haklar
    • Hakkımızda
    • İletişim
    © 2025 DataKapital

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.

    Go to mobile version