Geçtiğimiz günlerde faize ilişkin FED kararları rutin toplantıda açıklanmıştı. Her sene sermaye sahiplerinin, kişisel finansman operatörlerinin bu toplantıda açıklanan rakamlarla nasıl bir ilgisi olabilir? Neden Amerikan Merkez Bankasının politikalarının küresel sonuçları oluyor? Bu soruların yanıtlarını güncel bilgiler ışığında arayacağız. Küresel pandemi dönemini geride bırakmış dünyada her pazarda benzer iyileşme süreçlerinin olmadığını biliyoruz. IMF’nin güncel raporlarındaki istatistiklerin ışığında Çin ve Amerika gibi güçlü aktörlerin derslerine iyi çalıştığını anlamak mümkün. Kişisel finansmanımız için gerekli olan ilhamı alabileceğimiz bir örnek de Federal Rezerv’in uyguladığı politikalar. Federal Rezerv kurumundan farklı bağlamlarda FED veya Amerikan Merkez Bankası şeklinde bahsedildiğini görmek mümkündür. FED’in kısaca tanımı Merkez Bankaları Sistemi şeklinde yapılabilir. Federal Rezerv’in para politikası, kişisel mali durum üzerindeki etkisi de dahil olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’nin genel ekonomisinde çok kilit bir rol oynamaktadır. Amerika’daki finans etkilerinin tüm piyasaları etkilediğini de göz önünde bulundurduğumuzda hem Türkiye için hem de diğer Avrupa ülkelerinde pozisyon alanlar için Federal Rezerv konusunu anlamak finans konusundaki duyarlı bireyler için elzem sayılabilir.
Federal Rezerv’in Para Politikası
COVID-19 salgını döneminden beri değişen dengeler ve yeni ekonomik koşullarda yaşanan son değişimlerle birlikte, birçok kişi finansal projeleri için önümüzdeki aylarda onları neler bekleyeceğini merak ediyor. Bu makalede, Federal Rezerv’in para politikasının kişisel finans üzerindeki etkilerini ve yakın gelecekte neler bekleyebileceğimizi anlamaya ve finans zemininde temellendirmeye çalışacağız.Federal Rezerv, en genel tanımı ile Amerika Birleşik Devletleri’nde yürütülen para politikalarının uygulanmasından sorumludur. Temel hedefleri maksimum istihdamı, istikrarlı fiyatları ve uzun vadeli faiz oranlarını piyasa içindeki kullanıcılara teşvik etmektir. Federal Rezerv’in para politikası, bankaların düzenli olarak birbirlerine borç verdikleri ve birbirlerinden borç aldıkları faiz oranı olan hedef federal fon oranını belirlemeyi de barındırmaktadır bünyesinde. Ayrıca Federal Rezerv, ekonomideki para ve kredi arzını etkilemek için devlet tahvillerinin alınıp satılmasını içeren açık piyasa işlemleri yürütür. Tüm bu fonksiyonlarını finansal bağlamda düşündüğümüzde küresel etkilerinin ne denli olabileceği aşikar. Söz deyimi Amerika’daki bir piyasada doğrudan pozisyonunuz yoksa dahi yürüttüğünüz projenin orta ve uzun vadeli bekası için bu bölgedeki enerji hakkında fikir sahibi olmanız, kişisel finansman hayatınızda olumlu etkiler yaratacaktır.
Kişisel Finansman Üzerindeki Etkileri
Federal Rezerv’in para politikalarının kişisel mali durum üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğundan bahsetmiştik. Bu teorinin daha detaylı örneklerini incelemekte fayda var. Kişisel finansmanın tüm elementlerini etkileyen Federal Rezerv, gelecekte daha iyi kararlar almamızı sağlaması açısından gündemimizde olmalı. Muhakkak farkında olunması gereken sayısız etkilerinin bazı önemli birimlerinden bahsedelim. Kişisel finansman unsurlarına krediler, kredi kartları, yatırım projeleri, enflasyon gibi konular dahildir. Tüm bunların yekpare bir şekilde etkileyen Federal Rezerv otoritesini iyi tanımalı, takvimlerini biliyor olmalıyız. 2023 yılı için 21-22 Mart tarihinde açıklanan FED faiz kararı, 2007’den bu yana açıklanan en yüksek seviyede oldu. Peki bunun pratik karşılığı nedir? İşte finans bağlamında bazı önemli sonuçları:
Kredi ve Kredi Kartı Faiz Oranları
Federal Rezerv faiz oranlarını düşürdüğünde, borç para almak daha ucuz hale gelir. Bu da ipotek, araba kredisi ve kişisel krediler gibi kredilerde daha düşük faiz oranlarına yol açabilir. Ayrıca, düşük faiz oranları kredi kartı faiz oranlarının da düşmesine yol açarak bakiye taşıma maliyetini azaltabilir. Bu fonksiyonu sayesinde devletlerin ekonomik stratejiler geliştirmesi kolaylaşmış olur. Gelecekteki aktüel gelişmelere karşı nasıl pozisyon alıncağının ekonomik bağlamdaki pratik karşılıklarıdır bu hamleler. Bu etkiyi Türkiye’de faaliyet veren bir yatırımcı da hesaba katmalıdır. Dünyadaki küresel ekonomi koşullarından dolayı bu agresif ülkenin kredi ve kredi kartlarındaki faiz oranları bilişim alanından sanayiye kadar geniş ölçüde kullanıcıyı etkilemektedir.
Tasarruf ve Yatırım Getirileri
Federal Rezerv faiz oranlarını düşürdüğünde, tasarruf hesapları, mevduat sertifikaları (CD’ler) ve tahvillerde daha düşük getirilere yol açabilir. Buna ek olarak, düşük faiz oranları nedeniyle borsada değer artışı yaşanabilir ve bu da hisse senetleri ve yatırım fonları gibi yatırımlardan daha yüksek getiri elde edilmesine yol açabilir. Yatırımların çeşitlendirilmesinde ve yabancı yatırımcıların teşvik edilmesinde bu etki göz ardı edilemez. Sermaye veya proje sahibi kimselerin faiz oranları hakkında olumsuz deneyimlere sahip olmak yerine, önceden bilgi sahibi olması daha da önemlisi federal rezervin faiz oranlarına etkisinin ne denli bağımsız olabileceğini anlaması gerekir.
Enflasyon
Federal Rezerv enflasyonu sabit tutmayı amaçlar ve genellikle yıllık %2’lik bir enflasyon oranı hedefler. Enflasyon bu seviyenin üzerine çıkarsa, Federal Rezerv bunu kontrol etmek için faiz oranlarını yükseltebilir. Bu da mal ve hizmet fiyatlarının yükselmesine yol açarak paranın satın alma gücünü azaltabilir. Bu oran dünya ölçeğinde hizmet veren istatistik ve ekonomi kurumlarının açıkladığı raporlar göz önünde bulundurularak şüphesiz ki yüksek refah seviyesi ve gayri safi milli hasılasının optimum değerlerin bile üstünde olduğu Amerika için geçerlidir. Diğer pazarlarda ne yazık ki enflasyon bu oranların üstünde seyrettiğinde dahi bir kriz atmosferi ve krizle mücadele stratejileri geliştirilememektedir.
Pandemi dönemini geride bırakmış olmasına rağmen, ekonomi stratejilerinde istediği sonuçları alamayan ülkelerin enflasyon kavramı ile yakından temasta olduğu biliniyor. Herhangi bir kişisel veya kolektif finansman bağlamında enflasyon olası en kötü sonuçlardan biridir. Ülkelerin bu oranı sabit değerlerde sürdürmeye ve azalmasına gayret gösteren birimleri bağımsız olmalıdır. Aksi takdirde tedavülde olan para biriminin değerleri uluslararası pazarda düşecek, ve bunun muhtemel olumsuz etkileri çok geçmeden deneyimlenmiş olacaktır. Örneğin İngiliz Ulusal İstatistik Ofisinin açıkladığı rapora göre bir önceki sene ile bu sene arasındaki oranda 10.5 puan artış olduğunu görüyoruz. Daha stabil ve bağımsız bir finans politikalarına sahip olsalar da dış etkenler kendini bu örnekte çok iyi göstermiş durumdadır.
Önümüzdeki Aylarda Beklentiler
Federal Rezerv, COVID-19 salgını sonrası döneme faiz oranlarını sıfıra yakın bir seviyeye indirmek ve finansal piyasalara likidite sağlamak için açık piyasa operasyonlarına katılmak da dahil olmak üzere ekonomiyi desteklemek için çeşitli politikalar sunarak yanıt verdi. Bu gibi fırsatların gelişmekte olan ülkelerin tasarrufunda gerçeklemeyeecği bilinse de ilham alınacak birçok teşvik faktörü vardır. Amerika’nın aktüel koşullar ile vatandaşların refah seviyesi arasındaki finansman refah dengesini iyi koruduğunu belirtmek mümkün. Ancak bu olumlu müdahalenin yapılabilmesinde sağlıklı bir ekonomik geçmiş olduğunu unutmamak gerekir. IMF, Çin hariç gelişmekte olan ülkelerdeki kişi başına gelirin, 2020-2022 yılları arasında salgın öncesi dönemden (2019 yılı) %20 daha düşük olacağını öngörmekteydi. Gelişmiş ülkelerde ise bu kaybın %11 gibi daha düşük düzeyde gerçekleşeceği beklenmektedir. Bu, pandemi başladığından beri 95 milyona yakın insanın aşırı yoksulluk eşiğinin altına düşmesi, 80 milyondan fazla insanın ise ortalama koşulların altında yaşadığı anlamına geliyor.
Ekonomi aktörleri pandemiden kurtulmaya devam ederken, diğer pazarlar için beklenebilecek bazı konular:
Enflasyon
Enflasyon yeni dünyanın bilinen finansal kaygılarından biridir. Özellikle son aylarda gıda, enerji ve konut gibi mal ve hizmet fiyatlarındaki artışla birlikte piyasalardaki en geçerli endişe kaynağı olmuştur. Federal Rezerv, enflasyonun geçici olmasını beklediğini, yani tedarik zinciri aksaklıkları ve bastırılmış talep gibi geçici faktörlerden kaynaklandığını belirtmiş olsa da yükselme aksiyonlarına devam etmesi muhtemeldir. Ancak, enflasyon yükselmeye devam ederse, Federal Rezerv bunu kontrol etmek için faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalabilir.
Faiz Oranları
Federal Rezerv yakın zamanda faiz oranlarını arttırmayı planlamadığının sinyalini verdi. Bu da borç para almanın nispeten ucuz kalacağı ve tasarruf sahiplerinin tasarruf hesapları, tahvillerde düşük getiri görmeye devam edebileceği anlamına geliyor. Bu durum bankaların kredi paketlerini ivedilikle düzenlemeleri gerektiriyor. Kişisel finansman yolculuğunuzda sizin de aklınızda bulundurmanız gereken bir yönü de yadsınamaz.
Borsa
Borsa her şeye rağmen neredeyse tüm pazarda son aylarda iyi bir performans gösterdi ve bazı endeksler tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştı. Ancak, borsa değişken olabileceğinden ve geçmiş performans gelecekteki sonuçların garantisi olmadığından yatırımcılar dikkatli olmalıdır. Fakat yine de bu likitide kriptoparabirimlerinin sunduğundan çok daha güvenilirdir.
Sonuç
Federal Rezerv’in para politikası kişisel mali durum üzerindeki fark edilebilir etkilerinin pratik karşılıklarını inceledik. Finans alanındaki aktörleri COVID-19 salgınından kurtulmaya devam ederken, faiz oranlarının düşük kalmasını, enflasyonun endişe kaynağı olmasını ve borsanın değişken olmasını bekleyebiliriz. Bireyler bilgi sahibi olarak ve bilinçli finansal kararlar vererek önümüzdeki aylarda kendilerini finansal başarı için konumlandırabilirler. Daha iyi koşulların olması adına kişisel finansman stratejilerinin daha bilinçli geliştirilmesi gerekir. Bunun için de Federal Rezerv’in yada diğer bir deyişle Amerikan Merkez Bankasının duruşunu takip etmek, anlamak ve buna göre pozisyon almak gerekmektedir.