Avrupa’da Havacılık Sektörü ne durumda? Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Örgütü’nün (EUROCONTROL) yayınladığı rapora göre Avrupa’daki uçuş cereyanında önemli değişiklikler meydana geldi. Kurum, 11 – 17 Ağustos aralığına göre veriler yayınladı.
Avrupa’da Toplam Uçuş Trafiği
11-17 Ağustos aralığında Avrupa’da 30,242 uçuş gerçekleşti. Bu sayı önceki haftayla aynı olsa da büyüklük olarak 2019’un aynı döneminin %87’lik kısmına tekabül ediyor. Ayrıca bu sayı EUROCONTROL’ün geçen Nisan ayında yaptığı tahminlere de ulaşmış değil. Tatil dönemi ve Jet yakıtı fiyatlarının düşmesi ise (340 cent / galon) uçuşları olumlu etkiledi.

En Yoğun Firmalar
RyanAir, haftalık 3,015 uçuşla en fazla uçuş gerçekleştiren firma oldu. Firma, 2019’un aynı dönemine göre %15’lik bir artışla ilerleme gösterdi. Onu 1,631 uçuşla easyJet, 1,491 uçuşla Türk Hava Yolları izledi.
11 – 17 Ağustos’ta İstanbul Havalimanı (IGA Istanbul) ve Paris CDG (Charles de Gaulle) dünyada en çok uçuşa ev sahipliği yapan iki havaalanı oldu.
Ortalama günlük uçuşa göre ilk 10 uçuş operatörü şu şekildedir:
- RyanAir – 3015 uçuş
- EasyJet – 1631 uçuş
- Türk Hava Yolları – 1491 uçuş
- Lufthansa – 1203 uçuş
- Air France – 1067 uçuş
- Wizz Air Group – 818 uçuş
- KLM Group – 770 uçuş
- Vueling – 708 uçuş
- British Airways – 699 uçuş
- SAS Group – 578 uçuş
Söz konusu tarih aralığında yoğunluğa göre ülkeler sıralamasında Türkiye; İngiltere, İspanya, Almanya, Fransa ve İtalya’nın ardından günlük 3582 uçuş ile 6. sırada yer alıyor.
Günlük ortalama uçuş sayılarına göre ilk 5 havaalanı sıralaması:
- IGA Istanbul – 1339 uçuş
- Paris CdG – 1273
- Amsterdam – 1250
- Frankfurt – 1154
- London Heathrow – 1091
Listede Antalya, 956 uçuş ile 7. sırada bulunuyor.
Ağustos ayının ilk 16 gününde ağ trafiği 2019 yılının aynı döneminin %88’ine denk geliyor. Uçuş sayıları aynı zamanda EUROCONTROL’ün yaptığı tahminlerin de altında kalıyor.
İş amaçlı uçuşlar ve kargo uçuşları 2019’da aynı kategorideki uçuşlara göre artış gösterdi. Düşük bütçeli uçuşlar sene başından beri artsa da 11 – 17 Ağustos aralığında sabit kaldı.
Ülkelere Göre Uçuşlar
Türk Hava Yolları’nın en çok uçuş yaptığı ülkelerin başında Almanya, Danimarka, Suudi Arabistan ve Fransa geliyor. Lufthansa’nın en çok düzenlediği uçuşlar ise Almanya – İtalya ve Almanya – İspanya hatları. En çok uçuş gerçekleştiren RyanAir ise en çok İtalya ve Polonya’daki iç uçuşlardan kazanmaktadır.
Türkiye’den listeye giren bir diğer firma ise Pegasus oldu. Pegasus, low-cost (düşük bütçeli uçuş) kategorisinde Avrupa’da 6. oldu.
Uzun mesafeli uçuşlar yapan hava yolu firmalarında ise Türk Hava Yolları 1. oldu. Uçuş sayısına göre genel kategoride 1. ve 2. olan firmalar (RyanAir ve EasyJet) düşük bütçeli uçuş kategorisinde bulunuyor.
Avrupa firmaları en çok Avrupa içi uçuşları gerçekleştiriyor. Avrupa – Orta Doğu, Avrupa – Kuzey Atlantik hatları ise Avrupa içi uçuşlardan sonra en işlek hatlar olarak listede yerini alıyor.
Dünyada en çok uçuş alan 40 havaalanında Avrupa’dan 11 havaalanı bulunuyor. Avrupa birincisi İstanbul Havalimanı, dünyada 7. sırada yer alıyor. Listede Türkiye’den ayrıca Antalya 29. sırada bulunuyor. İstanbul Havalimanı 2019’da 16. sıradaydı.
Avrupa Havacılığında Trendler ve Türkiye’nin Konumu
Bu veriler ışığında birkaç önemli eğilim göze çarpıyor. Öncelikle, pandemi sonrası toparlanma henüz tamamlanmış değil. Uçuş sayıları hâlâ 2019 seviyelerinin gerisinde (%87 düzeyinde) ve EUROCONTROL’ün öngördüğü seviyelere ulaşılmış değil. Bu durum, havacılık sektöründe tam toparlanmanın zaman alacağına işaret ediyor. Ancak düşük jet yakıtı fiyatları ve turizm sezonu, toparlanma sürecini destekliyor.
Türkiye açısından en dikkat çekici unsur, İstanbul Havalimanı’nın Avrupa’nın en yoğun havalimanı konumuna yükselmiş olması. 2019’da 16. sırada olan IGA’nın bugün 7. sıraya yükselmesi, hem kapasite hem de stratejik konum açısından avantaj sağladığını gösteriyor. Ayrıca Türk Hava Yolları’nın uzun menzilli uçuş kategorisinde 1. sırada yer alması, firmanın küresel bağlantılar kurma kapasitesini yansıtıyor.
Low-cost segmentinde ise RyanAir, EasyJet ve Pegasus gibi firmalar öne çıkıyor. Bu kategori, pandemi sonrası ekonomik koşullar nedeniyle daha da önem kazanmış durumda. Pegasus’un Avrupa’da ilk 10’a girmesi, Türkiye’nin düşük maliyetli taşımacılıkta da ciddi bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
Önümüzdeki dönemde sektör, sürdürülebilir yakıtlar, karbon emisyonları ve dijital dönüşüm başlıkları altında yeniden şekillenecek. Türkiye’nin bu dönüşümde nasıl bir rol oynayacağı, hem havalimanlarının altyapısal kapasitesine hem de THY ve Pegasus gibi oyuncuların yenilikçilik yeteneğine bağlı olacaktır.
Ayrıca dikkat çeken bir diğer husus, iş amaçlı uçuşların ve kargo taşımacılığının pandemi sonrası daha istikrarlı bir şekilde toparlanmasıdır. Küresel tedarik zincirlerinin dijitalleşmesi ve e-ticaret hacmindeki artış, kargo uçuşlarına olan talebi desteklemekte. Türk Hava Yolları’nın kargo taşımacılığında THY Cargo markası altında büyüyen etkisi, Türkiye’nin sadece yolcu taşımacılığında değil, lojistikte de bölgesel bir merkez haline gelmekte olduğunu gösteriyor. Bu alan, özellikle Asya – Avrupa arasında kurulan yeni tedarik hatlarında Türkiye’yi avantajlı bir konuma taşımaktadır.
Bölgesel ve siyasi faktörler de havacılığı doğrudan etkiliyor. Ukrayna savaşı nedeniyle Doğu Avrupa üzerindeki hava sahalarının kapalı kalması, uçuş güzergâhlarını değiştirmiş ve Türkiye üzerinden geçen rotaların önemini artırmıştır. Aynı şekilde Orta Doğu’daki siyasi normalleşme süreci, Körfez ülkeleriyle olan uçuş ağını genişletmekte, bu da İstanbul’un bir aktarma merkezi olarak küresel değerini yükseltmektedir.
Uzun vadede, Avrupa havacılık sektörü yeşil dönüşüm, dijital rezervasyon sistemleri, otonom yer hizmetleri ve biyoyakıt teknolojileri ile yeniden şekillenecektir. Türkiye’nin bu dönüşüme zamanında entegre olması; AR-GE, altyapı yatırımları ve uluslararası iş birlikleriyle mümkün olacaktır. İstanbul Havalimanı’nın kapasite artırımı planları, Sabiha Gökçen’de ikinci pistin devreye alınması ve Anadolu şehirlerinden yapılan doğrudan uçuşların artması bu sürecin olumlu işaretleridir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin havacılıkta hem operasyonel hacmi hem de stratejik coğrafi konumu sayesinde Avrupa sisteminde yükselen bir güç olduğu açıkça görülmektedir. Önümüzdeki 10 yıl, bu pozisyonun pekiştirilip ekonomik kazanca dönüştürülmesi açısından kritik bir dönem olacaktır.