Lockheed Martin F-35 üretimini düşürüyor. Amerika Birleşik Devletleri ordusunun temelini oluşturan Lockheed Martin pazar günü yatırımcılarına 225 milyon doların gizli bir askeri projede ortaya çıkan performans sorunlarından dolayı kaybedildiğini açıkladı. Şirket, havacılık departmanının sorunun üzerinde çalışmaya devam ettiğini belirtmekle beraber detayları gizli tutuyor.
Lockheed Martin’in CFO’su Ken Possenriede “Geliştirme sözleşmemizin sonunda üretim programına dönüşeceğine, program ve performans açısından başarılı olacağına inanıyoruz.” dedi.
Lockheed Martin’in havacılık departmanı; SR-71 Blackbird ve F-117 saldırı jetinin ar-ge işlerini yürüten Skunk Works’ü içeriyor. Lockheed’in ayrıca hipersonik bir keşif uçağı üzerinde çalıştığı düşünülüyor. Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri’nin yeni nesil hava hakimiyeti için tasarlanan ve gizli tutulan savaş uçağının geliştiricisi de Lockheed’in olması mümkündür.
Lockheed Martin’in CFO’su Ken Possenriede açıklamadıkları proje hakkında tüm müşterileri için harika bir proje olacağını söyledi. Ek olarak şirketin ileriye dönük işleri için güçlü gerekçelere sahip olduğunu ve bu sayede büyümeye devam edeceklerini aktardı.
Lockheed Martin’in CEO’su Jim Taiclet “Çözümün uzun vadeli potansiyeli şirket için önemli.” açıklamasında bulundu. Possenriede, Lockheed’in havacılık ve uzay bölümlerinde gizli projelere ev sahipliği yaptığını açıkladı. Possenriede Lockheed’in gizli tutulan bölümlerinin gizli tutulmayan bölümlerine göre daha hızlı büyüdüğünü söyledi.
Possenriede ayrıca Lockheed Martin ve Pentagon’un F-35 ile alakalı üretimin yeniden temellendirilmesiyle alakalı bir çalışma yürüttüklerini aktardı. Covid-19 salgınından ve jetlerin sahip olduğu yeni teknolojiye talepten dolayı F-35’in yıllık üretim seviyesini yeniden gözden geçireceklerini söyledi. Lockheed, bu yıl 133 ila 139 adet arası F-35 teslim etmeyi planlıyor. Yeni üretim programının detaylarını ise sonbaharda açıklamaları bekleniyor.
F-35’in içerdiği teknolojiler ileri düzeydedir. Fakat Türkiye gibi yakın hedeflere yoğun angajman ihtiyacına sahip olan ülkelerde F-35 savunma sanayi bütçelerini zorladığından ve hali hazırda stokta bulunan, nispeten uçuşları daha ucuza mal olan hava araçlarıyla (SİHA vs.) harekatlar yapılabildiğinden dolayı kullanışsız konumdadır. Bu sebeple F-35’e karşı dünya genelinde azalan talep doğrultusunda Lockheed, Haziran ayında F-35’in önümüzdeki yıllarda üretiminin azaltılacağı açıklamasında bulundu. Pentagon’un fonlarının %10’unu alan Lockheed, yıllık gelirinin dörtte birini F-35 projesinden temin ediyor.
Ayrıca Lockheed Martin’in mevcut durumu, savunma sanayii içerisindeki küresel rekabet dinamiklerini de doğrudan etkileyen bir örnek teşkil ediyor. Gizli projelerden kaynaklanan mali kayıplar, kısa vadede bilanço üzerinde olumsuz bir etki yaratsa da, bu tür programların uzun vadede yüksek getirili stratejik kazanımlar sağlama potansiyeli bulunuyor. Savunma şirketleri açısından “black budget” kapsamındaki projeler, genellikle kamuya açık olmayan, ileri teknoloji gerektiren ve operasyonel üstünlük sağlayan sistemler üzerine yoğunlaşıyor. Bu bağlamda Lockheed Martin’in Skunk Works gibi yenilikçi birimlerinin ürettiği çözümler, yalnızca ABD ordusunun değil, aynı zamanda müttefik ülkelerin de savunma kabiliyetlerini şekillendirebiliyor.
Hipersonik araçlar, yeni nesil radar sistemleri, otonom hava platformları ve lazer tabanlı silah teknolojileri, Lockheed’in önümüzdeki on yılda odaklanacağı temel alanlar arasında gösteriliyor. Bu projelerin birçoğu, gelişmiş malzeme teknolojileri, yapay zekâ destekli kontrol sistemleri ve düşük radar izi gibi alanlarda öncü inovasyonlar gerektiriyor. Özellikle hipersonik hızlarda uçabilen keşif ve taarruz platformlarının, mevcut hava savunma sistemlerini büyük ölçüde etkisiz hale getirebilme potansiyeli, bu çalışmaların stratejik önemini artırıyor.
Lockheed Martin’in yaşadığı performans sorunları, küresel savunma tedarik zincirinde de dalgalanmalar yaratabiliyor. Tedarikçi firmaların teslimat süreleri, maliyet tahminleri ve üretim kapasiteleri, bu tür yüksek teknolojili projelerde belirleyici faktörler. Şirketin F-35 üretim planlarında yaptığı revizyon, yalnızca Lockheed’in değil, dünya genelinde bu programa entegre olmuş yüzlerce tedarikçinin operasyonlarını da etkileyebiliyor. Bu durum, savunma sanayii ekosisteminde maliyet optimizasyonu ve üretim esnekliği ihtiyacını daha görünür kılıyor.
Bununla birlikte, savunma pazarında talep yönlü değişimler de dikkat çekici. Özellikle insansız hava araçlarının (İHA/SİHA) maliyet-etkin operasyonel performansı, birçok ülkenin bütçe önceliklerini değiştiriyor. Kısa menzilli ve yoğun angajman gerektiren senaryolarda, yüksek maliyetli beşinci nesil savaş uçaklarının yerine daha ucuz ve esnek platformların tercih edilmesi, F-35 gibi projelerin satış hacmini sınırlayabiliyor. Lockheed Martin bu nedenle, mevcut savaş uçağı projelerini desteklerken aynı zamanda insansız sistemler, elektronik harp çözümleri ve füze savunma teknolojilerine yatırımını artırıyor.
Jeopolitik açıdan, ABD savunma bütçesinin gelecekteki yönelimi de Lockheed Martin’in stratejik kararlarını doğrudan etkileyecek. Asya-Pasifik bölgesindeki gerilimler, NATO’nun modernizasyon planları ve uzay temelli savunma projeleri, şirketin yeni kontratlar elde etme potansiyelini şekillendiren faktörler arasında. Özellikle uzay teknolojileri, uydu tabanlı istihbarat sistemleri ve füze erken uyarı ağları, Lockheed’in portföyünde giderek daha fazla yer ediniyor.
Sonuç olarak, şirketin hem gizli projelerde yaşadığı zorluklar hem de pazar taleplerindeki değişimlere verdiği tepkiler, önümüzdeki dönemde finansal performansını ve sektördeki konumunu belirleyecek. Lockheed Martin’in güçlü Ar-Ge kapasitesi, geniş tedarik ağı ve küresel savunma pazarındaki köklü konumu, uzun vadede rekabet avantajı sağlasa da, esnek üretim stratejileri ve maliyet yönetimi, bu avantajın sürdürülebilirliği için kritik rol oynayacak.