Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    DataKapital Blog
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
      • Google Trends Verisi
      • Kitle İlgisi ve Etkileşim
      • Sentiment Analizi
      • Temel & Teknik Analiz
    • Fon Hareketleri
      • Fon Giriş-Çıkış
      • Fon Pozisyonları
      • Yatırım Eğilimleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
      • Makro Ekonomik Analizler
      • Jeopolitik Risk Analizi
      • Küresel Trendler
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
      • Veri Türleri ve Kavramlar
      • Analiz Teknikleri
      • Python ile Veri İşleme
      • Finansal Otomasyon
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
      • Korelasyon Analizleri
      • Veri Destekli Okumalar
      • Algoritmik Trading
      • Senaryo ve Örüntü Testleri
    DataKapital Blog
    Anasayfa » Pandemiden Çıkış ve Kredi Mekanizması Üzerine
    Jeoekonomik & Makro Veriler

    Pandemiden Çıkış ve Kredi Mekanizması Üzerine

    makro ihtiyatiYazar : makro ihtiyati14 Mart 2023Güncelleme : 3 Ağustos 2025Yorum yapılmamış4 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    BDDK, Kredi ve Bankacılık
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Pandemiden çıkış nasıl gerçekleştirilecek? Türkiye’de finans sistemini bankalar domine ettiği için kredi mekanizmasını bankalar üzerinden açıklayalım. Banka kredi ile mevduat faizi arasındaki marjı kazanır.

    Sermayesiz bir bankanın kredi ile mevduat faizi farkından kazandığı marj batık kredi tutarının altında kalırsa banka iflas eder. İşte bunun olmaması için bankalardan kullandırdıkları kredilere oranlara sermaye tutmaları istenir.

    Sermaye rasyosu bankaların kredi üretimini kısıtlar. Diyelim ki sermaye oranı %20 olsun. Bankaların 100 TL kredi kullandırabilmesi için 20 TL sermaye tutması lazım. Bankalarda koyacak 10 TL sermaye varsa ancak 50 TL kredi kullandırabilir. Bir anda kredi hacmi 100’den 50’ye düştü. Ve bu daha ilk aşamada gerçekleşti. Banka bir 50 TL daha kredi kullandıracaksa 10 TL daha sermaye koyacak.

    Sermaye yoksa kredi dönüşümü de olmuyor, para arzı daralıyor. Talebin üretim kapasitesini geçtiği zamanlarda, düzenleyici otorite sermaye rasyosunu yükselterek ekonomiyi soğutur.

    Peki tersi olursa? Kritik kısım burada. Diyelim ki Korona krizi uzadı, işletmeleri hayatta tutmak için daha fazla krediye ihtiyaç var. Ekonomi yönetimi bu durumda sermaye rasyolarını indirebilir. Bu yolla, aynı tutarda sermaye ile daha fazla kredi verilir.

    Peki ya batık kredi oranı sermaye rasyosunu geçerse ne olacak? Krediler yeterince genişlediğinde ödeme güçlüğü çeken tüm işletmelerin kredilerine karşılık yeni kredi verileceği için batıklar artmaz. Teorik olarak sermaye rasyosunu 0’a çektiğinizde kredi arzı önünde hiçbir engel kalmaz. Pratikte bankacılık sektörüne güveni sarsacağı için sermaye rasyosunu çok aşağı çekemezsiniz. Bunun yerine bankalara sermaye koyarsınız.

    2008 krizinde ABD Hazinesi tüm bankalara istisnasız sermaye koydu. 2016 yılına kadar da paylarını karlı sattı. Bankalara sermaye koymak krizden çıkmak için çok iyi bir yoldur. Türkiye’de kamu bankalarına sermaye koyarak bu yola başvurdu. Sermaye rasyosu %10 iken koyduğunuz 10 TL’ye karşılık 100 TL kredi yaratırsınız. Sınırlı mali kaynaklarla 10 katı etki sağlayabilirsiniz.

    Kredi kanalının kriz zamanında çalışması için düzenleyici otoritenin bankaları zorlaması şarttır. Aksi takdirde, bireysel hareket ettiğinde her banka kötüye giden ekonomide batık oranının artacağını öngörerek sermayesini koruma telaşına düşer. Bu amaçla kredileri kısar. Halbuki işletmelerin ayakta kalması ve mallarına talebin oluşması için daha fazla krediye ihtiyaç vardır. Krediler daralınca daha fazla işletme batar, işsizlik artar ve batık oranı artar. Aslında bankalar tüm sistemin batacağını öngörür.

    Her banka son batan olmaya oynar. Çünkü hiçbir ekonomi bankacılık sektörünün yok olmasına seyirci kalamaz. Sonunda ekonomi yönetimi halkın vergileri ile bankaları kurtarır. İşte bu senaryonun gerçekleşmemesi için müdahale şarttır. Alternatif senaryoda ise tüm bankalar el birliği ile kredileri genişletirse korona etkileri bittiğinde talep yerine gelecek, işletmeler satış yapacak ve herkes borçlarını ödeyecektir. Batık oranı da kalıcı bir şekilde düşük kalacaktır.

    Aslında bu şartlarda karar vermek çok kolay. Birinci senaryoda herkes kaybediyor, ikinci senaryoda herkes kazanıyor. Bu durumda bankaları ekonomi kötüye giderken kredi genişletmeye zorlamak doğru tercihtir.

    Diğer yandan sonunda halk kurtaracaksa kurtarmadan da müdahale edebilmesi gereklidir. Maalesef dünya henüz bu noktaya gelmedi. Mevcut makro ihtiyati araçlar ekonomiyi ısındığında soğutabiliyor; ancak soğuduğunda ısıtamıyor. Dünya hala bankaları hayattayken özel mülk, battıklarında kamu malı kabul ediyor. Tahminimizce, bu krizle birlikte dünyada bankaları kredi genişlemesine zorlayan araçlar ortaya çıkacak. BDDK bu akımın öncüsü oldu. Aktif rasyosu ile bankaların kollektif halde kredileri genişletmesini hedefledi. Aktif rasyosu belki de dünyada kredi genişlemesini zorunlu hale getiren yegane araç. Ülkemiz bu yönüyle korona şoku karşısında çok ciddi bir üstünlük elde etti. Yukarıda tarif ettiğimiz mekanizmayı çalıştırma imkanına kavuştuk.

    Pandemi şokuna bağlı olarak kredilerle işletmelerin batmasının önüne geçilecek, üretim potansiyelini gerçekleştirilecek talep oluşturulacak. Bu iki hedefi gerçekleştirmede Türkiye’nin 2.8 trilyon TL’lik kredi tabanı yeterli. Üstelik mekanizmadan da anlayacağınız üzere 2.8 trilyon TL’yi istediğimiz gibi artırma imkanlarına da sahibiz. Bankalarımızın sermaye rasyoları da oldukça yüksek. Kredi yaratma sürecinde şu an için bir zorluk yok. Korona karşısında ekonomideki en etkili ilaç kredidir.

    Bu çerçevede dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da kaynak tahsisinin kalitesidir. Kredi genişlemesiyle sağlanan geçici likidite rahatlamasının reel sektörde üretken yatırımlara dönüşmesi elzemdir. Aksi halde, kısa vadeli borçlanmaların tüketim veya verimsiz alanlara yönelmesi hem kaynak israfına hem de ilerleyen dönemde borç sürdürülebilirliği sorunlarına yol açabilir. Bu bağlamda bankaların kredi politikalarının sektörel önceliklere göre şekillendirilmesi ve kaynakların stratejik önemdeki sektörlere yönlendirilmesi gerekir. Ayrıca kredi genişlemesinin beraberinde getireceği potansiyel enflasyonist baskılara karşı para politikası otoritesinin koordineli hareket etmesi, finansal istikrarın korunması açısından önemlidir. Kredi mekanizması doğru çalıştığında sadece kriz etkilerini hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda ekonomik dönüşümün de taşıyıcısı olabilir. Burada temel olan, geçici önlemlerin uzun vadeli faydaya dönüşmesini sağlayacak kurumsal kapasite ve kararlılıktır. Türkiye’nin güçlü bankacılık altyapısı ve proaktif düzenleyici yaklaşımı, bu geçiş sürecinde önemli bir avantaj sunmaktadır.

    BDDK Covid Ekonomik Kriz Kredi Sistemi
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki İçerikCovid Doları Tahtından İndirir Mi?
    Sonraki İçerik Blockchain Teknolojisi İş İstihbaratında Kullanılabilir Mi?

    Benzer İçerikler

    Borsa Yabancı Ortalama Elde Tutma Süresi

    Türkiye’de Spekülatif Sermaye ve Finansal Riskler

    23 Temmuz 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Anonim şirketlerde çift imza

    Anonim Şirketlerde Temsil Yetkisinin Kullanılması

    20 Ağustos 2024
    A.Ş'lerde azınlık hakları

    Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları

    13 Ağustos 2024
    Yorum Yap Cancel Reply

    Güncel yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları
    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi
    7 Ağustos 2025
    Drichlet dagilimi
    İstatistik Modelleme
    6 Ağustos 2025
    Bist'te kim kazanıyor? Yerli mi? Yabancı mı?
    Borsa İstanbul Yerli Yabancı Kazançları
    4 Ağustos 2025
    Katılım Endeksi Hisseleri Özkaynaklar
    Katılım Endeksi Hisseleri Rasyo Analizi
    1 Ağustos 2025
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube

    Popüler yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi
    Yazar : Yakup Kaan Baycan7 Ağustos 20250

    Özet ve Genel Değerlendirme FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizinde ilk göze çarpan kalemler satışlar ve…

    Drichlet dagilimi

    İstatistik Modelleme

    6 Ağustos 2025
    Bist'te kim kazanıyor? Yerli mi? Yabancı mı?

    Borsa İstanbul Yerli Yabancı Kazançları

    4 Ağustos 2025
    Katılım Endeksi Hisseleri Özkaynaklar

    Katılım Endeksi Hisseleri Rasyo Analizi

    1 Ağustos 2025

    Hakkımızda

    Datakapital A.Ş alternatif veri kaynaklarını, makine öğrenimi disiplinleriyle işleyerek kullanıcılar için çeşitli alanlarda veri bazlı karar destek sistemleri üretir. Alternatif veri vurgusu firmanın vizyonunu belirgin bir şekilde ortaya koyan önemli bir detaydır. Araştırma alanı fark etmeksizin konuya her zaman doğrusal ve konvansiyonel olmayan verileri tespit ederek ve bunları merkeze alarak yaklaşmaya çalışırız.

    Güncel yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları

    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi

    7 Ağustos 2025
    Drichlet dagilimi

    İstatistik Modelleme

    6 Ağustos 2025

    Kategoriler

    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
    • Fon Hareketleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • DataKapital
    • Bist
    • Raporlar
    • Blog
    • Fikri Haklar
    • Hakkımızda
    • İletişim
    © 2025 DataKapital

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.

    Go to mobile version