Subscribe to Updates
Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.
Yazar: makro ihtiyati
Oligopol piyasa, az sayıda firmanın bulunduğu piyasa türüdür. Bu piyasada firma sayısının az olması firmaların birbirlerinden üretim, reklam, fiyat gibi konularda etkilenmesine sebep olur. Bu durum ‘karşılıklı bağımlılık’ olarak adlandırılır. Bu tip piyasalarda monopol piyasada olduğu gibi yüksek giriş engelleri vardır. iyasada üretilen ürün, tam rekabet piyasasında olduğu gibi homojen, monopol piyasada olduğu gibi farklılaştırılmış mal olabilir. Az sayıda firmanın homojen bir malı ürettiği ve sattığı piyasaya ‘Saf Oligopol’ denir. Ham petrol üretimi saf oligopole örnek verilebilir. Aynı şekilde az sayıda firmanın farklılaştırılmış mal ürettiği piyasaya ise ‘Farklılaştırılmış Oligopol’ denir. Bilgisayar, otomobil vb. ürünlerin üretimi ise bu tip piyasaya örnek…
Ana akım politika Enflasyon Ana akım politika, enflasyonu negatif çıktığı açığı vererek düşürür. Negatif çıktı açığı, fiili hasıla potansiyel hasılanın altında kaldığında verilir. Ekonomi potansiyel büyüme oranında büyüdüğünde enflasyon mevcut seviyesini korur. Bu durumda, çıktı açığı veya fazlası oluşmaz. Potansiyelin üzerinde büyümede çıktı fazlası oluşur, enflasyon yükselir. Potansiyelin altında büyümede çıktı açığı oluşur, enflasyon düşer. Potansiyelin üzerindeki büyümede, talep güçlüdür. Satıcılar, maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmaktan çekinmez. Talebin zayıf seyrettiği bir durumda, satıcılar fiyatlarını yükseltmekte tereddüt eder. Maliyet artışlarını sineye çekerek kâr marjından karşılar. Bir ülkenin uzun dönem ortalama büyüme oranı potansiyel büyüme oranı olarak kabul edilir. Türkiye’nin uzun dönem büyüme…
Öncelike yatırımların kredilerden aldığı pay nasıl artmaz? Türkiye’nin yatırım oranı daha çok tasarruf ederek artmaz. I=S+NX denklemi yanlış anlaşılıyor. Bu denklem, yatırım (I) tasarruf (S) edilerek artar demek değil. Ülke yatırım yaptıkça, tasarruflarını arttırır demek. Ülkeler yatırım yaparak veya başka ülkelere borç vererek tasarruf eder. Bugün yatırımlar kredi ile yapılıyor. Finansman yatırıma aktarıldıkça, yatırımlar artar. Yatırımlar artınca tasarruflar da artar. Yatırımların kredilerden aldığı pay arttıkça, yatırım oranı artar. Yatırım oranının artması neden önemli? Bizim gibi arz yetmezliği yaşayan ekonomilerde, arzın talebi karşılayabilmesi için üretim kapasitesinin artması gerekiyor. Onun için de yatırım gerekli. Yatırımlar artmadan cari açığı ve enflasyonu kalıcı düşürmek…
Para üretimi sadece ulusal parayla sınırlı değildir. Türkiye’deki bankalar TL bastıkları gibi döviz de basabilirler. 2018 öncesi basıyorlardı da. Döviz geliri olmayan firmaların döviz kredisi almalarının yasaklandığı Nisan 2018’de döviz kredisi bakiyesi 186 milyar dolardı. Bugün bu rakam 127 milyar dolar. Bankalar dışarıdan likidite temin etmeden döviz kredisi veremiyorsa, bankaların şu anda 127 milyar ABD doları döviz likiditesi mi var? 2018 yılında bankaların 186 milyar ABD doları döviz likiditesi mi vardı? Bankalar, 2018 öncesi olduğu gibi bugün de döviz kredisi vererek döviz basmaya devam edebilir. Likiditeye banka ölçeğinde bakılmaz, ülke ölçeğinde bakılır. Ülkenin döviz likiditesi yetersizse, buna çözüm aranır. Bankacılık…
Döviz basma işlemini sadece ABD bankaları yapmaz. Bizim bankalarımız da döviz basar. Bu döviz içeride iş görür. Bununla ithalat yapılmaz. Bankaların bastığı dövizle KKM’de benzer özellikteler. KKM’de içeride iş görür ama yurtdışına KKM gönderip ithalat yapamazsınız. Bu nasıl döviz böyle? İthalat yapılamıyorsa, bu dövizi kim neden alsın? Bu döviz kur arttığında kazanmanızı sağlar. İçeride de dövizden beklenen budur. İçeride, döviz bir tarafın döviz açık pozisyona geçmesiyle basılır. KKM’de açık pozisyona geçen taraf devlet. Kur artınca, KKM sahibinin kur artışından kazancı devlet tarafından karşılanıyor. KKM’nin çalışmasını anlamayan kalmadı ama aynı şeyi döviz kredisi vererek bankalar döviz basarken söyleyemiyoruz. Döviz kredisinde de…
Kredi politikası hakkında konuşulurken pek çoğumuzun aklına hedefli krediler, sektörel ayrımlar geliyor. Burada ele almaya çalıştığımız konu ise bu değil, çok daha makro bir yaklaşım. Krediler içinde yatırımların aldığı payı artıran bir planlamaya ihtiyaç var. Ülkede, başarılı olabilecek her yatırım ihtiyaç duyduğu finansmana kolaylıkla ulaşabilmeli. Bu yatırımlar arasında ise yazının en sonunda bahsettiğimiz istisnalar dışında ayrım olmamalı. İhracatı arttırıyor veya ithalatı ikame ediyor diye bir yatırıma öncelik verilmemeli. Önce ülke ölçeğinde yatırımın kişilerin yatırımından farkı üzerine düşüneceğiz. Ülke ölçeğinde yatırım yapmak aslında tüketimden vazgeçmek değil. Kişiler için bugün yatırım yapmak aynı zamanda tasarruf etmek demek. Bugün yatırım yapıyorsanız, tüketiminizden kısmış…
Cari açık Haziran başından bu yana ABD doları kurundaki 7 TL yükseliş ithalatın düşmesini, ihracatın yükselmesini teşvik edecektir. Ancak, kurdaki yükselişin 6 TL’sinin bir aya sıkışması, kurdan enflasyona geçişi güçlendirerek, cari açık üzerindeki etkinin kısa sürmesine yol açacaktır. Dolar kuru, yükselişin ardından tekrar sabitlenmiştir. Dolar kuru sabitken, kur artışının yurtiçi fiyatlara geçmesiyle, TL tekrar değerlenecek ve cari açıkta ilk duruma geri dönülecektir. Sıkı maliye ve para politikası, cari açığın daralmasına hizmet edecektir. Sıkılaşma etkileri hissedildikten sonra döviz kurlarında yükseliş gerçekleşseydi, kurdan enflasyona geçişler çok daha zayıf olurdu. Rezervler TCMB rezervleri Haziran başından bu yana 15 milyar ABD doları artmıştır. Rezerv…
Politika faizi, ekonomik duruma uygun olmayacak şekilde yanlış bir yerde belirlendiğinde bir gelir ve servet aktarım aracına dönüşebilir. Sadece pozitif reel faiz değil, negatif reel faiz de fakirden zengine gelir ve servet aktarımına alet olur. Pozitif reel faizin nasıl zengini daha zengin ettiği bilinir. Varlıklı kesim, parasını mevduata koyar ve enflasyonun üzerinde getiri alır. Ekonomide, hepimiz hasılaya gelirlerimiz kadar ortağız. Gelirimiz arttığında hasıladan daha büyük bir pay alıyoruz. Pozitif reel faiz de varlıklı kesimin gelirini ve hasıladan aldığı payı artırır. Negatif reel faizin gelir ve servet dağılımını bozucu etkisi daha az bilinir. Bugün herkeste bir kredi kartıF olduğundan, sanki herkes…
Yüksek gelir gruplarının vergilendirilmesi gündeme girmiş durumda ve farklı eksenlerden tartışılıyor. Türkiye’nin parasal sıkılaşmaya yönelik yeni politikası, maliye ayağında düşük gelir gruplarından alınan vergileri arttırarak sıkılaşmayı desteklemeyi hedeflemiş görünüyor. Vergi artışıyla yüksek gelir gruplarının tüketimini azaltmaz diye mi zengine ilave vergi gelmedi de onun yerine, henüz gelir elde etmeyen üniversite öğrencilerine harç geri getirildi? Böyle bir düşünce varsa, tamamen yanlış. Aslında yüskek gelir grubundan vergi alınarak tüketim düşürülür. Bunu anlamak için öncelikle, borç-tasarruf ilişkisini anlamak gerekiyor. 1980’lerden itibaren eşitsizlik arttı, fakirden zengine büyük bir reel gelir aktarımı gerçekleşti. İktisatta, toplam gelirin toplam harcamaya eşit olduğunu biliyoruz. Kredi talebin bir kaynağı…
Kur politikasını tartışırken enflasyonun %83’e kadar çıktığı 2022 üçüncü çeyreğine kadar kredi politikasının hatalı olduğu tek çeyreği ele alacağız. Yapılan çok kritik hata belki 30-40 puan daha fazla enflasyona mal oldu. Ama önce filmi bir çeyrek geriye 2021 dördüncü çeyreğine saracağız. Bu çeyrekte kur atağı yaşanıyor. Kur atağının sebebini faiz indirimine bağlayabilirsiniz, haksız da olmazsınız. O zamana kadar Türkiye’de temel finansal enstrüman TL mevduattı. Öyle olması da doğru değildi. Kredi mevduat düzeninde verilen kredilerle ne yatırımı yapılıyordu da getirisi ile faiz ödenebiliyordu? Yatırım yapıldığı da gelir elde edildiği de yoktu. Aslında borç ödendiği de yoktu. Kişiler ve firmaların borcu borçla…