Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    DataKapital Blog
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • İş
      • İş İstihbaratı
      • İş Kültürü
      • Sektörler
      • Şirketler
    • Ar-Ge
      • Büyük Veri
      • Makine Öğrenimi
      • Veri & Analitikler
      • Yapay Zeka
    • Bilişsel Çalışmalar
      • Davranışsal Bilimler
      • Karar Verme
      • Semantik
    • Çevre
      • Enerji
      • Karbon Emisyonu
      • Sürdürülebilirlik
    • Finans
      • Kişisel Finans
      • Özel Sermaye
      • Risk Sermayesi
      • Yatırım Fonları
    • Geleceğe Dair Çözümler
      • Fikirler
      • Kurgusal Analiz
    • İktisat
      • Makro İktisat
      • Metodoloji
      • Mikro İktisat
    • Jeopolitik
      • Dünya
      • Türkiye
    DataKapital Blog
    Anasayfa » Statik Bir Safsata Üzerine : Friedman TANSTAALF
    Makro İktisat

    Statik Bir Safsata Üzerine : Friedman TANSTAALF

    makro ihtiyatiYazar : makro ihtiyati22 Nisan 2023Güncelleme : 12 Haziran 2024Yorum yapılmamış4 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    TANSTAAFL nedir
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    “TANSTAAFL” kısaltması (There Ain’t No Such Thing As A Free Lunch) prensibi, Robert A. Heinlein tarafından 1966 yılında yazılan The Moon is a Harsh Mistress adlı bilim kurgu romanında ele alınmış. Kolonide geçen bu romanda ele alınan prensip kaynakların sınırlı oluşuna ve bedava hizmetlerin aslında bedava olmadığına işaret eder.  Ardından Freidman bedava hizmetlere aynı vurguyu yapmak için bu kavramı iktisat literatürüne sokmuştur. Peki gerçekten bedava yemek yok mu?

    Bedava yemek olup olmadığı çok tartışıldı. Eğer ekonomi hali hazırda kapasite altında üretiyorsa para basıp dağıtarak (Free Lunch) aslında atıl kapasitenin kullanılması sağlanabilir. Atıl kapasite varlığında da bedava yemek yenir. Para basmasanız ya da kamu borcunu artırmasanız bu yemek hiç üretilmeyecek ve yenmeyecekti. Kamu borcunun hasılaya oranındaki sürekli artış ihtiyacı da kronik talep yetmezliğinden kaynaklanır. Modern ekonomiler para basıp karşılıksız olarak halka dağıtmayı yasakladığı için talep yetmezliğine kamu borcunu artırmaktan başka çare yoktur. Hasılaya oranla devamlı artmak zorunda olan bir kamu borcu gelecek nesillerin borcu da değildir. Bir gün birileri tarafından tümüyle ödenmesi de gerekmez. Pek görülmüş bir şey de değildir. Talep yetmezliği olduğu gibi talep fazlası varsa kamu harcamalarını düşürüp nette bir süre borç öder. Talep fazlalığı eriyince tekrar eskiye dönülür. Esasen talebi para basıp karşılıksız dağıtarak canlandırmak yasak olduğu için kamu borcu diye bir kavram var. Yoksa itibari para varken kamunun borca girmesine ihtiyaç yok. Ekonomiye ihtiyacı kadar para basıp hibe eder, mesele hallolur. Para da bir kamu yükümlülüğü kabul edilse de bir vadesi ve faizi olmadığı için borcun ortaya çıkardığı hiçbir probleme yol açmaz. Borçlanmak yerine para basan bir hükumet borç krizine girmez mesela. Hatta devamlı nette borç öder. Bu durumun enflasyonu yükseltmesi ise ancak talep fazlalığı halinde doğrudur. Gelişmiş ülkeler 2000’lerin başından beri talep yetmezliği çekiyorlar. Bu dönemde kamu borcunu da artırmayıp özel borcu artırdılar. Tüketimi özel borçla desteklemenin sonu ise krizdir. Özel borç yerine para basıp dağıtsalar bu ülkeler yıllarca bedava yemek yiyebilirdi. Üstelik finansal sistemleri de daha az tüketim fonlayan borçla çok da güçlü kalırdı.

    Dünyada borçsuz devlet hemen hiç yok. Gelişmiş ülkelerin devletleri bir yıllık ülke hasılasının biraz üzerinde veya altında borçlu. Kamu borcu gelecek nesillere ipotek koymak gibi kötü bir şeyse demek ki bütün gelişmiş ülke ekonomileri kötü yönetiliyor. Tabi ki öyle değil. Hatta kamu borcu karşıtlığı olmasa gelişmiş ülke kamu borçları bugünkünün çok üzerinde olurdu. Enflasyon %2’nin altındayken kamu borçlanıp düşük gelir gruplarına dağıtıldı. Talep yetmezliği ortadan kalkınca malını satabilen işletmeler daha fazla yatırım yapar, üretim daha hızlı artardı. Bütün bunlar devletin borcuna kişisel borç muamelesi yapmanın sonucunda olamadı. Bu yazdıklarımız arz yetmezliğinden muzdarip Türkiye ekonomisi için geçerli değil. Her hastalığa aynı ilaç verilmez. Bizim ilacımız ise TL cinsi yatırım kredilerinin artırılması.

    Ekonomilerin kronik talep fazlası veya eksiği vermesi gözlemlediğimiz bir durum. Talep yetmezliğine sadece para politikası çare olamaz. Mevcut para politikası rejimi borç miktarını ayarlamaya çalışır. Talep yetmezliği karşısında daha fazla borç ihracını teşvik eder. Ancak özel kesim sonsuza kadar borçlanamaz. Yeterli talep yokken yatırım yapılmayacağı için borcun sermayeye oranı olan kaldıraç yükselir. Yüksek özel kesim kaldıracı er ya da geç finans krizi getirir. Kronik talep yetmezliğinin sebebi gelir adaletsizliğidir. Gelir fakirden zengine geçtikçe tüketim talebinin yerini varlık talebi alır. Ekonomideki temel varlık ise yatırım mallarıdır. Talep yeterli değilken yatırımlar da zayıf olacağı için varlık talebi de karşılanamaz. Sonrası 40 yıldır gelişmiş ekonomilerin yaşadığı patlayıp patlayıp tekrar şişen varlık balonlarıdır.

    Talep yetmezliğinden varlık balonlarına giden bu mekanizma daha yeni yeni keşfediliyor. Henüz çok başındayız. İktisatçılar daha yeni yeni neden bu kadar borca ihtiyaç duyulduğunu merak etmeye başladı. Öyle müthiş bir yatırım seferberliği yok. Aksine yatırım iştahı düşük. Talep bu yüzden de zayıf. Ekonomiler ayakta kalmak için her krizde daha fazla borç pompalıyor. Yapılması gerekenin kamu harcamalarını artırmak olduğunu bir kesim kabul etse de kamu borç stoku oranının yüksekliği onların sesini de kısıyor. Çünkü sistem para basıp borç ödemeye izin vermiyor. Sebebi de malum. İpin ucu kaçarsa enflasyon yükseliverir. Maliye politikası böylelikle kitleniyor. Para politikası da çaresiz faiz indirip özel borcu teşvik ederek finansal kriz taşlarını döşüyor. Yani hali hazırda Freidman’ın zannettiğinin aksine farklı ekonomilerde bir sürü “bedava yemek” bulunuyor.

    Arz Freidman Maliye Politikası TANSTAALF
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki İçerikArz Nedir?
    Sonraki İçerik Arz Şokları Nedir?

    Benzer İçerikler

    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Bankacılık CAMELS Analizi

    Bankacılık Sektöründe CAMELS Analizi

    1 Mart 2025
    Yeni Ekonomi Politikası

    2023 Haziran-2024 Şubat Ekonomi Politikası Değerlendirmesi

    1 Nisan 2024
    Yeni Ekonomi Modeli Nedir?

    Yeni Ekonomi Modeli Neden İstenen Neticeyi Vermedi?

    22 Şubat 2024
    Yorum Yap Cancel Reply

    Güncel yazılar

    Borsa İstanbul FK Oranları
    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025
    22 Nisan 2025
    Türkiye'de enflasyon
    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler
    17 Nisan 2025
    Datakapital Etki skoru hesaplama yöntemi influencer
    Datakapital Beta 1.01 Güncelleme Notları
    16 Nisan 2025
    Tuprs Hisse Sentiment Analizi
    TUPRS – Tüpraş Hisse Analizi – 9 Nisan 2025
    9 Nisan 2025
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube

    Popüler yazılar

    Borsa İstanbul FK Oranları Finans
    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025
    Yazar : Hakan Kara22 Nisan 20250

    2025 yılı birinci çeyrek bilançoları açıklanmadan önce Katılım Endeksi hisseleri (XKTUM) F/K oranlarını, özkaynak ve…

    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Datakapital Etki skoru hesaplama yöntemi influencer

    Datakapital Beta 1.01 Güncelleme Notları

    16 Nisan 2025
    Tuprs Hisse Sentiment Analizi

    TUPRS – Tüpraş Hisse Analizi – 9 Nisan 2025

    9 Nisan 2025

    Hakkımızda

    Datakapital A.Ş alternatif veri kaynaklarını, makine öğrenimi disiplinleriyle işleyerek kullanıcılar için çeşitli alanlarda veri bazlı karar destek sistemleri üretir. Alternatif veri vurgusu firmanın vizyonunu belirgin bir şekilde ortaya koyan önemli bir detaydır. Araştırma alanı fark etmeksizin konuya her zaman doğrusal ve konvansiyonel olmayan verileri tespit ederek ve bunları merkeze alarak yaklaşmaya çalışırız.

    Güncel yazılar

    Borsa İstanbul FK Oranları

    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025

    22 Nisan 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025

    Kategoriler

    • İktisat
    • Ar-Ge
    • İş
    • Finans
    • Bilişsel Çalışmalar
    • Çevre
    • Jeopolitik
    • Geleceğe Dair Çözümler
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • DataKapital
    • Bist
    • Raporlar
    • Blog
    • Fikri Haklar
    • Hakkımızda
    • İletişim
    © 2025 DataKapital

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.

    Go to mobile version