Fiyat düzeyinin sabit olduğu ( firmaların veri fiyat düzeyi üzerinden her düzeydeki çıktıyı üretebilecekleri ) varsayımı üzerine inşa edilen basit Keynesyen modelde, firmaların fiilen ne kadar mal üretecekleri ve dolayısıyla da reel GDP’nin ne olacağı, planlanan harcama düzeyine bağlıdır. Bir ekonomide kişiler her alternatif GDP düzeyinde daha fazla tasarruf yapmak isterlerse, kısaca kişilerin tutumluluğu artarsa, otonom tüketim ve buna bağlı olarak toplam planlanan harcama azalır. Bu ise reel GDP’nin, otonom tüketimdeki azalma ile çarpan katsayısının çarpımı kadar azalmasına yol açar. Kişilerin tutumluluğu artınca reel GDP’nin düşmesi hususuna ‘tasarruf – tutumluluk paradoksu’ denir. Bu durum aşağıdaki grafikte gösterilmiştir;
Grafikte, Ip ve S1 + TN doğruları en başta A noktasında kesişmektedir. Dolayısıyla da mal piyasasında denge başlangıçta Y1 ‘de sağlanmıştır. Ancak kişilerin tutumluluğunun artması sonucu S1 + TN doğrusu daha sonra içeri doğru kayarak S2 + TN konumuna gelmiş ve böylece denge reel GDP düzeyi Y1 ‘den Y2’ye düşmüştür.
Grafikte kişilerin her alternatif reel GDP düzeyinde daha fazla tasarruf yapmaları toplam tasarrufu (S + TN – G )arttıran, reel GDP düzeyinin düşmesi ise toplam tasarrufu azaltan bir unsurdur. Dolayısıyla reel GDP Y1 ‘den Y2’ye düşünce, tasarrufun ne yönde değişeceği ilk bakışta belirsiz görünmektedir. Ancak böyle bir değerlendirme aslında doğru değildir. Çünkü grafikte yatırım otonomdur ( her alternatif reel GDP düzeyinde planlanan yatırım aynıdır ). Diğer taraftan yeni denge reel GDP düzeyinde planlanan yatırım ile toplam tasarruf birbirine eşittir: Ip = S+TN -G. Bu iki husus birlikte düşünülürse, grafikte reel GDP düşerken tasarruf değişmiştir: Reel GDP kişilerin her GDP düzeyinde daha fazla tasarruf yapmalarının toplam tasarruf üzerindeki olumlu etkisini tam telafi edecek kadar azalmıştır.
Tasarruf paradoksunu rakamlarla ifade edecek olursak örneğin temsili bir ekonomide c = 0.80, t = 0.10, = 20 TL, = 10 TL, = 5 TL, = – = 10 TL, = 10 TL ve dolayısıyla da otonom harcama = 44 TL iken, GDP = 157 TL, kişisel tasarruf ve hükümet tasarrufu ise sırasıyla 9.2 TL ve 0.7 TL, dolayısıyla da toplam tasarruf 9.9 TL ‘dir.
Buna karşılık kişilerin daha fazla tasarruf yapmayı arzulamaları sonucu otonom tüketim C(o) = 20TL’den C(o) = 10TL’ye düştüğünde, reel GDP, kişisel tasarruf ve hükümet tasarrufu sırasıyla 121 TL, 12.8TL ve -2.9 TL ve dolayısıyla da toplam tasarruf yine 9.9 TL ‘dir:
Tasarruf paradoksu yatırımın uyarılmış olduğu ( yatırımın reel GDP’nin pozitif bir fonksiyonu olduğu ) kabul edilmek suretiyle de açıklanabilir. Yatırımın reel GDP ‘ye bağlı olarak değiştiği uyarılmış yatırım durumunda kişilerin tutumluluğu artarsa, her şeyden önce otonom tüketim ve buna bağlı olarak planlanan harcama azalır. Bu ise yukarıda olduğu gibi reel GDP ‘nin azalmasına yol açar. GDP ‘de meydana gelen bu azalma ise, yatırım uyarılmış olduğundan, yatırımın azalmasına yol açar. Böylece uyarılmış yatırım durumunda bir yandan reel GDP’deki azalma daha büyük olur., öte yandan mal piyasasında denge koşulu S + TN = + G veya = S + TN – G olduğundan, yatırım azalınca tasarruf da azalır.