Close Menu

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot
    Borsa İstanbul FK Oranları

    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025

    22 Nisan 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Datakapital Etki skoru hesaplama yöntemi influencer

    Datakapital Beta 1.01 Güncelleme Notları

    16 Nisan 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    DataKapital Blog
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • İş
      • İş İstihbaratı
      • İş Kültürü
      • Sektörler
      • Şirketler
    • Ar-Ge
      • Büyük Veri
      • Makine Öğrenimi
      • Veri & Analitikler
      • Yapay Zeka
    • Bilişsel Çalışmalar
      • Davranışsal Bilimler
      • Karar Verme
      • Semantik
    • Çevre
      • Enerji
      • Karbon Emisyonu
      • Sürdürülebilirlik
    • Finans
      • Kişisel Finans
      • Özel Sermaye
      • Risk Sermayesi
      • Yatırım Fonları
    • Geleceğe Dair Çözümler
      • Fikirler
      • Kurgusal Analiz
    • İktisat
      • Makro İktisat
      • Metodoloji
      • Mikro İktisat
    • Jeopolitik
      • Dünya
      • Türkiye
    DataKapital Blog
    Anasayfa » Yüksek Gelir Gruplarının Vergilendirilmesi Talebi Nasıl Kontrol Edebilir?
    İktisat

    Yüksek Gelir Gruplarının Vergilendirilmesi Talebi Nasıl Kontrol Edebilir?

    makro ihtiyatiYazar : makro ihtiyati18 Temmuz 2023Güncelleme : 30 Kasım 2023Yorum yapılmamış4 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Gelir Eşitsizliği
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yüksek gelir gruplarının vergilendirilmesi gündeme girmiş durumda ve farklı eksenlerden tartışılıyor. Türkiye’nin parasal sıkılaşmaya yönelik yeni politikası, maliye ayağında düşük gelir gruplarından alınan vergileri arttırarak sıkılaşmayı desteklemeyi hedeflemiş görünüyor. Vergi artışıyla yüksek gelir gruplarının tüketimini azaltmaz diye mi zengine ilave vergi gelmedi de onun yerine, henüz gelir elde etmeyen üniversite öğrencilerine harç geri getirildi? Böyle bir düşünce varsa,  tamamen yanlış. Aslında yüskek gelir grubundan vergi alınarak tüketim düşürülür. Bunu anlamak için öncelikle, borç-tasarruf ilişkisini anlamak gerekiyor.

    1980’lerden itibaren eşitsizlik arttı, fakirden zengine büyük bir reel gelir aktarımı gerçekleşti. İktisatta, toplam gelirin toplam harcamaya eşit olduğunu biliyoruz. Kredi talebin bir kaynağı olduğuna göre bu ilişkilerin neresinde? Gelirin içinde kredi diye bir kalem yok. Zengin gelirinin bir kısmını tasarruf ediyor, harcamıyorsa, gelir ve harcama nasıl eşit oluyor? Çünkü zenginin yerine eskiden o gelire sahip olup harcamayı yapan fakir harcıyor. Aradaki ilişki borç-tasarruf ilişkisi. Fakir eskiden geliri ile yaptığı tüketimi borçlanarak muhafaza ediyor. Zengin fakirin borcunu satın alarak tasarruf yapıyor. Bu ilişkileri kuranda çoğu ekonomide banka. Yani fakir zengine senet yazıp o senet karşılığı aldığı para ile tüketim yapmaya devam etmiyor. Öyle olsa bu seriyi yazma ihtiyacı ortaya çıkmazdı. Fakir reel geliri azalınca tüketimini muhafaza etmek için bankadan kredi çekiyor. Banka kredi karşılığı daha önce varolmayan yeni mevduat tanımlıyor. Fakir bu mevduatı harcayarak tüketimini eski seviyesinde tutuyor. Mevduat harcana harcana nihai durağı olan tasarruf edene gidiyor. Tasarruf eden zengin bu mevduatı harcamayarak tasarruf ediyor ve bu zengine mevduat gelir olarak geliyor. Böylelikle, fakirden zengine gelir transfer olmuş oluyor. Bu ilişki borç-tasarruf ilişkisi. Zengin yerine fakir harcadığında, toplam harcama toplam gelire eşit oluyor. Fakir gelirinden fazla harcarken, zengin de aynı tutarda gelirinden az harcamış, tasarruf edebilmiş oluyor.

    Gelir eşitsizliği artarken, yeni borç üretilmezse, toplam harcama ve gelir düşer. Ekonomi potansiyelinin altında büyür. Çünkü, fakir eski harcamasını yapamıyordur, zenginin de fakirin yerine daha fazla gıda, sağlık, eğitim harcaması yapma ihtiyacı yoktur. Fakir gelirinin üzerinde harcayamayınca, zengin de harcadığından fazla gelir elde edemez.

    Arka plan bilgisini verdikten sonra zenginin vergilendirilmesine dönebiliriz. Fakirden zengine gelir aktarımı yapıldığı yıllar süresince fakirin borçlanarak tüketimini koruduğunu biliyoruz. Zenginden aldığımız vergiyi arttırarak eşitsizliği tersine döndürürüz. Zenginden aldığımız vergi kadar fakirin gelirini artırır, borcunu azaltırız. Enflasyona karşı talebi kısacaksak borcu daha fazla kısarız. Peki bu senaryoda fakirin tüketimini kısmış olmadık mı? Kısmen olduk ama bu işten fakirin başka karı da var.

    Eşitsizlik arttıkça fiyat balonları oluşuyor. Zengin servetini biriktirecek varlıklara saldırıyor. Varlıkların arzı talebe yetişemeyince varlık fiyatları şişiyor. Yakın zamanda yaşadığımız bir olgu bu. Konut fiyatları aldı başını gitti. Kimse konut alamaz oldu. Varlık fiyatlarındaki artışın önemli sebeplerinden birisi de eşitsizlik. Zenginin tasarrufunun bir kısmı vergi ile alındığında varlık fiyatlarındaki balonlar da ortadan kalkar. Konut bir servet biriktirme aracı olmaktan çıkar. Fakir de konut alabilecek konuma gelir. Hatırlarsanız, fakirin tüketim için aldığı krediyi azaltıp yerine biraz daha az da olsa gelir vermiştik. Fakir artık daha az borçlu olduğuna göre, daha düşük fiyatlı bir evi bu defa konut kredisi ile alabilir.

    Fiyat balonları, eşitsizliği sürdürmenin araçlarından biridir. Balon yokken, 10 yıllık kredi ile alınabilecek ev, batıda 30 yıllık kredi ile alınır. Amaç insanların eve çok daha uzun sürede sahip olmasını sağlarken, bu arada evi zenginler için bir tasarruf aracı haline getirmektir. Kredi ne kadar uzun vadeli olursa, zengin o krediden ortaya çıkan mevduatı o kadar uzun süre tasarruf edebilir. Üstelik 30 sene boyunca, başkalarıda kredi alır. Krediler katlanarak büyürken, zenginin de serveti katlanarak büyür. Zenginden vergi alınarak aşırı kişisel tasarruf talebinin önüne geçilirse, fiyat balonları oluşmaz, fakir daha az borçlanarak konut sahibi olur.

    Borcu gelirle ikame ederek talebi düşürmek finans sektörünü ve talebi daha sağlıklı hale getirir. Daralma zamanlarında, borçlular çok daha az batar, iflas eder. Mesela şimdi, tam tersini yapıp, gelirlerini kısıp, borcu gevşek bırakırken, daralma zamanı kredi temerrütlerinin uçuşa geçtiğini göreceğiz. Sonra bankaların sermaye yeterliliği konuşulacak. Her daralmada aynı hikayedir. Finansal ve ekonomik istikrarsızlığın sebebi, geliri baskılayıp, borçlanmayı daha gevşek bırakarak, serveti zenginde toplamak.

    Buraya kadar aslında Michael Pettis’in yakında anlattığı kurguda geldik. Bu kurguda hanehalkı ve zenginler var. Aralarında borç tasarruf ilişkisi kurula kurula eşitsizlik artıyor. Aslında tam böyle değil. Türkiye’de kredinin %85’i ticari. Yani, borç-tasarruf ilişkisinin çok büyük bir kısmı hane halkı dışında kuruluyor. Başka ülkelerde de bu iş böyle. Bu kısmı ele alan daha çıkmadı. Atıf Mian ve arkadaşları da hane halkı borçlanması üzerinden zenginin tasarruf etmesini anlattılar. Çünkü ticarinin tüketebileceği akıllara gelmiyor. Bu d abaşka bir yazının konusu.

    Borç Gelir dağılımı Tasarruf Ücretler
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki İçerikJ Eğrisi Nedir?
    Sonraki İçerik Politika Faizi Etkinliği ve Gelir Aktarımı Üzerine
    makro ihtiyati

    Benzer İçerikler

    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Bankacılık CAMELS Analizi

    Bankacılık Sektöründe CAMELS Analizi

    1 Mart 2025
    Yeni Ekonomi Politikası

    2023 Haziran-2024 Şubat Ekonomi Politikası Değerlendirmesi

    1 Nisan 2024
    Yeni Ekonomi Modeli Nedir?

    Yeni Ekonomi Modeli Neden İstenen Neticeyi Vermedi?

    22 Şubat 2024
    Yorum Yap Cancel Reply

    Güncel yazılar
    Borsa İstanbul FK Oranları

    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025

    22 Nisan 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Datakapital Etki skoru hesaplama yöntemi influencer

    Datakapital Beta 1.01 Güncelleme Notları

    16 Nisan 2025
    Tuprs Hisse Sentiment Analizi

    TUPRS – Tüpraş Hisse Analizi – 9 Nisan 2025

    9 Nisan 2025
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube
    Popüler yazılar
    Borsa İstanbul FK Oranları Finans

    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025

    Yazar : Hakan Kara22 Nisan 20250

    2025 yılı birinci çeyrek bilançoları açıklanmadan önce Katılım Endeksi hisseleri (XKTUM) F/K oranlarını, özkaynak ve…

    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Datakapital Etki skoru hesaplama yöntemi influencer

    Datakapital Beta 1.01 Güncelleme Notları

    16 Nisan 2025
    Tuprs Hisse Sentiment Analizi

    TUPRS – Tüpraş Hisse Analizi – 9 Nisan 2025

    9 Nisan 2025
    Hakkımızda

    Datakapital A.Ş alternatif veri kaynaklarını, makine öğrenimi disiplinleriyle işleyerek kullanıcılar için çeşitli alanlarda veri bazlı karar destek sistemleri üretir. Alternatif veri vurgusu firmanın vizyonunu belirgin bir şekilde ortaya koyan önemli bir detaydır. Araştırma alanı fark etmeksizin konuya her zaman doğrusal ve konvansiyonel olmayan verileri tespit ederek ve bunları merkeze alarak yaklaşmaya çalışırız.

    Güncel yazılar
    Borsa İstanbul FK Oranları

    Katılım Endeksi Hisseleri (XKTUM) – F/K Oranları Nisan 2025

    22 Nisan 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Kategoriler
    • İktisat
    • Ar-Ge
    • İş
    • Finans
    • Bilişsel Çalışmalar
    • Çevre
    • Jeopolitik
    • Geleceğe Dair Çözümler
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • DataKapital
    • Bist
    • Raporlar
    • Blog
    • Fikri Haklar
    • Hakkımızda
    • İletişim
    © 2025 DataKapital

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.

    Go to mobile version