Farksızlık eğrileri kişilerin çalışma ve boş zaman arasındaki fayda maksimizasyon tercihlerini inceleyerek teorize eder. Bir ekonomide çalışabilecek durumunda m sayıda kişiden j ‘ninci kişi, belirli bir dönemde sahip olduğu toplam zamanı çalışmak ve boş zaman arasında faydasını maksimize edecek biçimde dağıtır. Klasik modelde para hayalinin veya yanılgısının olmadığı (iktisadi ajanların kar ve fayda maksimizasyonunu parasal değişkenler üzerinden değil reel değişkenler üzerinden gerçekleştirdiği ) varsayıldığından, klasik modelde çalışabilecek durumda olan bir kişinin belirli bir dönemde sahip olduğu toplam zamanı reel gelir ( nominal gelirin mal cinsinden değeri ) ve boş zaman arasında maksimum fayda elde edecek biçimde dağıtması söz konusudur.
Çalışabilecek durumda olan ve fayda maksimizasyonunu amaçlayan bir kişinin belirli bir dönemde sahip olduğu toplam zamanı reel gelir ve boş zaman arasında nasıl dağıttığı, farksızlık eğrileri teori çevresinde belirlenebilir. Bütçe doğrusu ve farksızlık eğrileri gibi iki temel araca sahip olan farksızlık eğrileri teorisinin reel gelir – boş zaman arasındaki kişisel zaman dağılımına ait grafiği aşağıdaki gibidir;
Grafikte KL doğrusu bireyin bir günde sahip olduğu toplam zamanın tümünü kullanarak elde edebileceği reel gelir – boş zaman bileşimlerini göstermektedir. KL bütçe doğrusunun yatay ekseni kestiği nokta ile orijin arasında kalan mesafe, kişinin belirli bir dönemde dinlenerek ve / veya çalışarak geçirebileceği toplam – maksimum zamanı verir. Kişi bu zamanın tümünü dinlenerek veya çalışarak geçirebileceği gibi, hem çalışarak hem dinlenerek de geçirebilir. Kişi tüm zamanını dinlenerek geçirirse, reel gelir sıfıra eşit olur. Tam tersine kişi zamanının tümünü çalışarak geçirirse, reel gelir 0K’ya eşit olur. Toplam zamanın örneğin 0A kadarını dinlenmeye AL kadarını çalışmaya ayırırsa reel gelir 0Y kadardır.
Kişinin belirli bir süre çalışarak elde edeceği gelir düzeyi, çalıştığı süre ile reel ücret haddinin ( nominal ücret haddinin mal cinsinden değerinin ) çarpımına eşittir. Örneğin kişinin zamanın tümünü çalışarak geçirmesi halinde elde edeceği reel geliri gösteren 0K, 0L ile reel ücretin çarpımına eşittir. 0K = ( 0L x w ). Dolayısıyla da KL bütçe doğrusunun 0K / 0L ‘ye eşit olan eğimi, aslında reel ücret haddine eşittir;
Reel ücret haddi ile bütçe doğrusu arasındaki bu ilişki, reel ücret haddindeki değişmenin bütçe doğrusunun eğimindeki değişme ile gösterilmesini mümkün kılar. Bu anlamda reel ücret arttıkça bütçe doğrusunun eğimi artar – bütçe doğrusu dikleşir.
Farksızlık eğrileri teorisinin ikinci temel aracı olan farksızlık eğrilerine aşağıdaki grafikte yer verilmiştir;
Tüketici teorisindeki farksızlık eğrileri nasıl tüketiciye aynı faydayı sağlayan alternatif X – Y bileşimlerini gösteriyorsa, grafikte farksızlık eğrileri de kişiye aynı tatmini sağlayan alternatif reel gelir – boş zaman bileşimlerini gösterir. Grafikteki farksızlık eğrileri tüketici teorisindeki farksızlık eğrileri ile aynı özelliklere sahiptir, negatif eğimlidirler, orijinden uzaklaştıkça daha yüksek bir tatmin düzeyini temsil ederler, kesişmezler ve kesinlikle dış bükeydirler.
Farksızlık eğrileri yaklaşımı, emek arzı analizinde bireylerin çalışma süresi ile boş zaman arasındaki tercihlerini net biçimde görselleştirir. Bu model, bireylerin faydalarını hem gelirden hem de boş zamandan elde ettiklerini kabul eder. Buradaki temel denge noktası, bireyin bütçe doğrusu ile en yüksek faydayı sağlayan farksızlık eğrisinin teğet olduğu noktadır. Bu nokta, hem reel ücretin hem de bireyin boş zamana verdiği değerin belirleyici olduğu optimum zaman dağılımını verir.
1. Reel Ücret Değişimlerinin Etkisi: İkame Etkisi ve Gelir Etkisi
Reel ücrette meydana gelen bir artış, iki farklı etki yaratır:
-
İkame etkisi, çalışmanın fırsat maliyetini artırarak boş zamanın nispi maliyetini yükseltir. Yani reel ücret arttığında, boş zaman yerine çalışmayı tercih etmek daha kârlı hale gelir ve çalışma süresi artar.
-
Gelir etkisi ise daha yüksek gelire ulaşan bireyin daha fazla boş zaman talep etmesine neden olabilir. Çünkü kişi, aynı gelire daha az çalışarak da ulaşabileceğini fark eder.
Toplam etkinin yönü, bu iki etkinin büyüklüğüne bağlıdır. Eğer ikame etkisi baskınsa, reel ücret artışı emek arzını artırır; gelir etkisi baskınsa, emek arzı azalabilir. Bu durum, özellikle yüksek gelir düzeyine ulaşmış bireylerde “geri bükülen emek arz eğrisi” olgusunu açıklar.
2. Geri Bükülen Emek Arz Eğrisi
Emek arz eğrisi düşük ve orta ücret seviyelerinde genellikle pozitif eğimlidir; ücret arttıkça birey daha fazla çalışır. Ancak belirli bir eşiğin üzerinde, gelir etkisi ikame etkisinden güçlü hale gelir ve bireyler daha fazla boş zaman talep eder. Bu noktada emek arz eğrisi negatif eğimli hale gelir. Geri bükülme noktası, her bireyin tercihlerine, kültürel faktörlere ve çalışma koşullarına göre değişir.
3. Politika ve Uygulama Perspektifi
-
Vergi politikaları: Gelir vergisi oranları, bireylerin çalışma- boş zaman tercihlerini doğrudan etkiler. Yüksek marjinal vergi oranları, net reel ücretleri düşürerek ikame etkisini zayıflatabilir.
-
Asgari ücret uygulamaları: Asgari ücretin yükseltilmesi, düşük gelirli bireylerde çalışma isteğini artırabilir; ancak yüksek gelirli bireylerde gelir etkisi baskınsa, çalışma süresini azaltabilir.
-
Çalışma saatleri düzenlemeleri: Yasal çalışma süresi sınırlamaları, bireylerin boş zaman miktarını artırarak fayda maksimizasyon dengesini değiştirir.
4. Modelin Sınırlılıkları
-
Gerçek dünyada bireylerin tercihleri yalnızca gelir ve boş zamana bağlı değildir; sağlık, iş güvenliği, sosyal faktörler gibi unsurlar da önemlidir.
-
Tam rekabet ve esnek ücret varsayımı, özellikle modern işgücü piyasalarında her zaman geçerli değildir.
-
Bazı bireyler için boş zamanın değeri reel ücret değişimlerine karşı oldukça esnek olmayan (inelastik) olabilir.
5. Sonuç
Farksızlık eğrileri yaklaşımı, klasik emek arz analizinde bireylerin rasyonel karar alma süreçlerini gösteren güçlü bir araçtır. Reel ücret değişimleri, ikame ve gelir etkilerinin etkileşimi yoluyla bireylerin çalışma sürelerini ve boş zaman tercihlerini belirler. Bu analiz, işgücü piyasası politikalarının etkilerini anlamak için hem teorik hem de pratik bir çerçeve sunar.