1980’lerin başlarında Amerikalı iktisatçılar Edward Prescott ve Finn Kydland öncülüğünde geliştirilen reel iktisadi dalgalanmalar modelinde belirli varsayımlar vardı: Fiyatlar esnektir, piyasalar sürekli temizlenir, karar birimleri rasyoneldir, beklenen fiyat gerçekleşen fiyata eşittir. Bu varsayımların aynı zamanda yeni klasik modeli tanımlayan varsayımlar olduğu hesaba katılırsa, reel iktisadi dalgalanmalar modelinin aslında yeni klasik model üzerine inşa edildiği söylenebilir.
Ancak reel iktisadi dalgalanmalar modeli ile yeni klasik model arasında, hasıla ve istihdam düzeyindeki dalgalanmanın nedeni toplam talepteki önceden açıklanmayan sürpriz olan değişikliklerdir. Bu bağlamda örneğin genişletici bir parasal sürpriz, istihdam ve hasıla düzeyinin önce artmasına daha sonra azalmasına yol açar. Buna karşılık reel devri dalgalanmalar modelinde iktisadi dalgalanmanın nedeni üretim teknolojisinde veya verimlilikte meydana gelen tesadüfi – rassal değişikliklerdir. Reel iktisadi dalgalanmalar modelinde iktisadi dalgalanmanın nedeni parasal şoklar değil, teknoloji – verimlilik şoklarıdır.
Reel iktisadi dalgalanmalar modelinde teknoloji – verimlilik şoku kavramı hem olumlu hem olumsuz şokları kapsayan bir biçimde algılanır. Bu bağlamda olumlu teknoloji şoku, emeğin ve sermayenin niteliğinin değişmesi – yeni malların üretilmesi ve yeni üretim tekniklerinin uygulanması sonucu verimliliğin artması biçiminde tanımlanır. Buna karşılık olumsuz teknoloji şokunun, kuraklık – sel ve tayfun gibi tarımsal ürünleri olumsuz etkileyen doğal olaylardan – petrol fiyatlarında ortaya çıkan önemli artışlardan – savaş ve ayaklanma gibi siyasi huzursuzluklardan – tarım ve sanayi kesimlerinde üretimin azalmasına yol açan depremlerden ve hükümetin kota uygulaması gibi ekonominin etkinliğini azaltan düzenlemelere başvurmasından kaynaklandığı kabul edilir.
Reel iktisadi dalgalanmalar modelinde iktisadi dalgalanma iki unsurun ürünü olarak ortaya çıkan bir olgudur: İtici güç ve yayma mekanizması. İtici güç, üretim teknolojisinde ortaya çıkan ve hasılanın trend değerinden sapmasına yol açan değişikliktir. Yayma mekanizması ise, itici gücün etkisinin zamana nasıl yayıldığını ve böylece hasıladaki sapmanın zaman içinde nasıl sürdüğünü açıklar.
Reel iktisadi dalgalanmalar modelinin işleyişi, önce ıssız bir adada tek başına yaşayan Robinson Crusoe basit örneği ile açıklanabilir. Bu bağlamda Robinson ‘un her gün zamanının bir kısmını dinlemeye – yüzmeye, kalan kısmını ise çalışmaya – balık avlamaya ve balık avlamakta kullandığı sepetleri örmeye tahsis ettiğini varsayalım. Bu durumda Robinson için balık tüketimi, sepet ise yatırımı temsil eder. Bu açıdan bakıldığında Cruose her gün zamanını dinlenme, tüketim ve yatırım arasında dağıtır. Robinson adadaki zamanını dinlenme, tüketim ve yatırım arasında dağıtırken, doğanın kendisine getirdiği sınırlamalar altında en uygun biçimde davranır.
Şimdi Robinson ‘un yaşadığı adanın yanından bir pazar günü büyük bir balık sürüsünün geçtiğini kabul edelim. Üretim teknolojisindeki iyileşmeyi temsil eden bu yeni durum, Robinson ‘un verimliliğini arttırır – Robinson ‘a cumartesi gününe kıyasla pazar günü aynı miktardaki sepetle daha fazla balık yakalama imkanı sunar. Robinson bu durum karşısında pazar günü balık avlamaya daha fazla zaman, dinlenmeye ise daha az zaman tahsis eder. Böylece Robinson cumartesi gününe kıyasla pazar günü aynı miktardaki sepetle daha fazla balık yakalar. Pazar günkü tüketimden ve gelecekteki tüketimden elde ettiği faydayı maksimize etmeyi amaçlayan Robinson, pazar günü yakaladığı balıkların bir kısmını Pazar günü yer, geri kalanını ise gelecekte yemek üzere saklar yani tasarruf eder.
Pazartesi günü deniz kenarına gittiğinde balık sürüsü geçişinin sona erdiğini – balık avlama imkanının normal düzeyine geri geldiğini göre Robinson, pazar günü yakaladığı fakat yemediği yani tasarruf ettiği balıkları pazartesi yer ve dolayısıyla da pazar gününe kıyasla pazartesi günü çalışmaya tahsis ettiği zamanın daha büyük bir kısmını sepet örmeye tahsis eder yani yatırımını arttırır. Böylece Robinson ‘un sahip olduğu sepet sayısı salı günü itibariyle artmış olur. Dolayısıyla da Salı günü sahip olduğu sepet sayısı artan Robinson Salı gününden itibaren balık avlamaya eskisi kadar zaman tahsis ederek artık normal koşullarda daha fazla balık avlar.
Özetlemek gerekirse bugünkü tüketimden ve yarınki tüketimden elde ettiği faydayı maksimize etmeyi amaçlayan Robinson ‘un pazar günü karşılaştığı büyük balık sürüsüne, cumartesi gününe kıyasla pazar günü zamanının daha fazla bir bölümünü balık avlamaya, daha az kısmını dinlenmeye tahsis ederek tepki göstermesi sonucu gerçekleşen sermaye birikimi, üretim teknolojisindeki değişikliğin avlanan balık sayısındaki artışın sürmesini – cumartesi günündeki düzeye düşmemesini sağlar.