Close Menu
    Facebook X (Twitter) Instagram
    DataKapital Blog
    Facebook X (Twitter) Instagram
    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
      • Google Trends Verisi
      • Kitle İlgisi ve Etkileşim
      • Sentiment Analizi
      • Temel & Teknik Analiz
    • Fon Hareketleri
      • Fon Giriş-Çıkış
      • Fon Pozisyonları
      • Yatırım Eğilimleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
      • Makro Ekonomik Analizler
      • Jeopolitik Risk Analizi
      • Küresel Trendler
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
      • Veri Türleri ve Kavramlar
      • Analiz Teknikleri
      • Python ile Veri İşleme
      • Finansal Otomasyon
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
      • Korelasyon Analizleri
      • Veri Destekli Okumalar
      • Algoritmik Trading
      • Senaryo ve Örüntü Testleri
    DataKapital Blog
    Anasayfa » Trans-Pasifik Ortaklığı Antlaşması (TPP)
    Jeoekonomik & Makro Veriler

    Trans-Pasifik Ortaklığı Antlaşması (TPP)

    Ahmet ToprakYazar : Ahmet Toprak14 Ocak 2021Güncelleme : 5 Ağustos 2025Yorum yapılmamış5 Dakika
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp VKontakte Email
    Trans Pasifik Ortaklığına üye ülkelerinin liderleri
    Paylaş
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) veya Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması, Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve Amerika Birleşik Devletleri arasında 4 Şubat 2016’da imzalanan bir ticaret anlaşmasıydı. O zamanlar yeni seçilmiş olan ABD başkanı Donald Trump’ın Ocak 2017’de TPP’den ABD imzasını geri çekmesinin ardından anlaşma gerektiği gibi onaylanamadı ve yürürlüğe girmedi. Geri kalan ülkeler, TPP hükümlerinin çoğunu içeren ve 30 Aralık 2018’de yürürlüğe giren Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma adlı yeni bir ticaret anlaşması müzakere etti.

    TPP, 2005 yılında Brunei, Şili, Yeni Zelanda ve Singapur tarafından imzalanan Trans-Pasifik Stratejik Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın (TPSEP veya P4) bir eklentisi olarak ortaya çıktı. 2008’den başlayarak, daha geniş bir anlaşma için görüşmelere ek ülkeler katıldı: Avustralya, Kanada, Japonya, Malezya, Meksika, Peru, Amerika Birleşik Devletleri ve Vietnam ile müzakere eden ülkeler on ikiye çıktı. 2017’nin Ocak ayında ABD anlaşmadan çekildi. Diğer 11 TPP ülkesi, Mayıs 2017’de anlaşmayı yeniden canlandırmak için anlaştı ve Ocak 2018’de anlaşmaya vardı. Mart 2018’de, 11 ülke, anlaşmanın gözden geçirilmiş versiyonu olan Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma’yı imzaladı. Anlaşma, altı ülke (Avustralya, Kanada, Japonya, Meksika, Yeni Zelanda ve Singapur) tarafından onaylandıktan sonra, 30 Aralık 2018 tarihinde bu ülkeler için yürürlüğe girmiştir.

    Orijinal TPP, ticarette hem tarife dışı hem de tarife engellerini azaltmak ve bir yatırımcı-devlet anlaşmazlık çözüm (ISDS) mekanizması oluşturmak için alınacak önlemler içeriyordu. ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu, Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü, Dünya Bankası ve Kanada Küresel İlişkiler Baş Ekonomisti Ofisi, nihai anlaşmanın, onaylanması halinde tüm imzacı taraflar için net olumlu ekonomik sonuçlara yol açacağı sonucuna varırken, Tufts Üniversitesi’nden iki ekonomistin oluşturduğu alternatif bir metodoloji, anlaşmanın imzacıları olumsuz etkileyeceğini ortaya koydu. Pek çok gözlemci, ticaret anlaşmasının jeopolitik bir amaca hizmet edeceğini, imzacıların Çin ticaretine bağımlılığını azaltmak ve imzacıları ABD’ye yaklaştırmak amacını taşıdığını savundu.

    Trans-Pasifik Ortaklığı
    Trans Pasifik Ortaklığına üye ülkelerinin liderleri 2010 yılı, bir TPP zirvesinde 12 olası üye devletin 10’unun liderleri
    Türü Ticaret anlaşması
    Taslak 5 Ekim 2015
    İmzalanma 4 Şubat 2016
    Yer Auckland, Yeni Zelanda
    Geçerlilik Yürürlükte değil
    Şartlar (geçerli olması için) Tüm orijinal imza sahipleri tarafından onaylanması veya orijinal imza sahiplerinin GSYİH’sinin %85’ine tekabül eden en az 6 ülkenin onayı
    İmza sahipleri 11 ülke

    Avustralya

    Brunei

    Kanada

    Şili

    Japonya

    Malezya

    Meksika

    Yeni Zelanda

    Peru

    Singapur

    Vietnam

    Onaylayanlar 2 ülke

    Japonya

    Yeni Zelanda

    Depoziter ülke Yeni Zelanda
    Diller İngilizce (çatışma veya anlaşmazlık durumunda geçerlidir), İspanyolca, Vietnamca, Japonca, Fransızca

    Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşması’nın (TPP) ortaya çıkışı, 21. yüzyılın başında küresel ekonomik entegrasyonun hızlandığı bir döneme denk gelmektedir. Giderek artan bölgesel ticaret anlaşmaları içinde, TPP özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik dengeleri değiştirme potansiyeline sahipti. Anlaşma yalnızca tarifelerin azaltılmasıyla sınırlı kalmayıp, fikri mülkiyet hakları, çevre koruma, emek standartları, dijital ticaret, rekabet politikaları ve kamu alımları gibi çok çeşitli alanlarda da ortak kurallar getirmeyi hedefliyordu. Bu yönüyle TPP, yalnızca bir serbest ticaret anlaşması değil, aynı zamanda ekonomik yönetişim alanında kapsamlı bir düzenleyici çerçeve sunmayı vaat ediyordu.

    ABD’nin TPP’den çekilme kararı, uluslararası ticaret sistemi üzerinde ciddi bir etki yaratmıştır. Donald Trump yönetimi, “Önce Amerika” yaklaşımı doğrultusunda çok taraflı ticaret anlaşmalarına karşı çıkarken, TPP’yi de Amerikan iş gücü ve sanayisi açısından dezavantajlı bir girişim olarak değerlendirmiştir. Bu durum, ABD’nin geleneksel ticaret politikasında önemli bir kırılma olarak yorumlanmıştır. Ancak ABD’nin geri çekilmesi, anlaşmanın tamamen rafa kalkmasına neden olmamıştır. Aksine, kalan ülkeler küresel ticaretin çok taraflı yapısına olan bağlılıklarını koruyarak TPP’yi “Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşma” adıyla yeniden şekillendirmişlerdir. Bu durum, küresel ekonomik düzenin yalnızca ABD eksenli olmadığını, diğer orta ve büyük güçlerin de serbest ticaret normlarını sürdürmekte kararlı olduklarını göstermektedir.

    CPTPP (Comprehensive and Progressive Agreement for Trans-Pacific Partnership), orijinal TPP’nin birçok hükmünü korumakla birlikte, ABD’nin çekilmesinden sonra anlaşmayı daha uygulanabilir kılmak adına bazı düzenlemeler yapılmıştır. Özellikle fikri mülkiyet hakları alanındaki bazı tartışmalı hükümler askıya alınmış; küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) uluslararası ticarete erişimini kolaylaştıracak mekanizmalar ön plana çıkarılmıştır. Bu değişiklikler, kalan ülkelerin anlaşmanın ruhunu koruyarak daha kapsayıcı bir yapı oluşturma çabalarının göstergesidir.

    CPTPP’nin hayata geçmesiyle birlikte üye ülkeler arasında mal ve hizmet ticareti daha serbest bir hale gelmiş; yatırımcılar için daha öngörülebilir bir hukuk zemini oluşturulmuştur. Anlaşma, toplamda dünya GSYİH’sinin yaklaşık %13’ünü temsil eden bir ekonomik blok yaratmıştır. Çin’in bu anlaşmanın dışında kalması, CPTPP’yi Batı yanlısı bir ekonomik entegrasyon modeli olarak öne çıkarmış; Çin’in alternatif olarak RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) gibi başka platformlara yönelmesini teşvik etmiştir.

    Jeopolitik açıdan bakıldığında, TPP ve onun devamı olan CPTPP, sadece ekonomik değil stratejik bir araç olarak da değerlendirilmiştir. Asya-Pasifik bölgesi, 21. yüzyılın ekonomik ağırlık merkezlerinden biri haline gelirken, bu bölgede kurumsal etkileşim ve ekonomik yakınlaşma önemli bir güç projeksiyonu halini almıştır. ABD’nin anlaşmadan çekilmesi bu anlamda Çin’in bölgedeki ekonomik etkisini artırırken, Japonya gibi ülkelerin liderlik rolünü güçlendirmiştir. Japonya’nın CPTPP içindeki rolü, sadece bir imzacı ülke olmaktan öteye geçmiş; anlaşmanın koordinasyonu ve uygulanmasında belirleyici aktör haline gelmiştir.

    Ayrıca, Brexit sonrası dönemde Birleşik Krallık’ın CPTPP’ye üyelik başvurusu yapması, anlaşmanın Asya-Pasifik dışına da yayılma potansiyelini göstermektedir. Bu tür genişlemeler, CPTPP’yi klasik bir bölgesel ticaret anlaşmasından ziyade, küresel çapta etki yaratabilecek esnek ve açık bir ticaret çerçevesine dönüştürebilir. Aynı zamanda bu gelişme, çok taraflılık ve serbest ticaret ilkelerine dayanan yeni bir ekonomik düzenin inşa sürecine katkı sunabilir.

    Sonuç olarak, TPP’nin başarısızlığa uğraması, onun temel prensiplerinin ve amaçlarının tamamen terk edildiği anlamına gelmemektedir. CPTPP, bu mirası devralarak daha kapsayıcı, esnek ve uygulanabilir bir yapıyla yürürlüğe girmiştir. Gelecek dönemde bu tür ticaret anlaşmalarının etkisi, sadece ekonomik değil; aynı zamanda hukuki, çevresel ve jeopolitik alanlarda da derinleşerek artacaktır. Gelişmekte olan ülkeler açısından da bu tür çok taraflı anlaşmalar, küresel tedarik zincirlerine entegre olma, yatırım çekme ve ihracat kapasitelerini artırma fırsatları sunabilir. Ancak her ülkenin bu tür anlaşmalara katılımı, iç dinamiklerine, ekonomik yapısına ve stratejik hedeflerine bağlı olarak dikkatli bir değerlendirmeyi gerektirmektedir.

    Amerika Avrupa Birliği Ticaret Antlaşmaları TPP Uluslararası Antlaşmalar
    Paylaş. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr WhatsApp Email
    Önceki İçerikTransatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP)
    Sonraki İçerik Kapsamlı Ekonomi ve Ticaret Anlaşması (CETA)

    Benzer İçerikler

    Borsa Yabancı Ortalama Elde Tutma Süresi

    Türkiye’de Spekülatif Sermaye ve Finansal Riskler

    23 Temmuz 2025
    Türkiye'de enflasyon

    Enflasyon Neden Düşmedi? Türkiye Ekonomisi’nde Politika Hataları ve Riskler

    17 Nisan 2025
    Anonim şirketlerde çift imza

    Anonim Şirketlerde Temsil Yetkisinin Kullanılması

    20 Ağustos 2024
    A.Ş'lerde azınlık hakları

    Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları

    13 Ağustos 2024
    Yorum Yap Cancel Reply

    Güncel yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları
    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi
    7 Ağustos 2025
    Drichlet dagilimi
    İstatistik Modelleme
    6 Ağustos 2025
    Bist'te kim kazanıyor? Yerli mi? Yabancı mı?
    Borsa İstanbul Yerli Yabancı Kazançları
    4 Ağustos 2025
    Katılım Endeksi Hisseleri Özkaynaklar
    Katılım Endeksi Hisseleri Rasyo Analizi
    1 Ağustos 2025
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    • YouTube

    Popüler yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi
    Yazar : Yakup Kaan Baycan7 Ağustos 20250

    Özet ve Genel Değerlendirme FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizinde ilk göze çarpan kalemler satışlar ve…

    Drichlet dagilimi

    İstatistik Modelleme

    6 Ağustos 2025
    Bist'te kim kazanıyor? Yerli mi? Yabancı mı?

    Borsa İstanbul Yerli Yabancı Kazançları

    4 Ağustos 2025
    Katılım Endeksi Hisseleri Özkaynaklar

    Katılım Endeksi Hisseleri Rasyo Analizi

    1 Ağustos 2025

    Hakkımızda

    Datakapital A.Ş alternatif veri kaynaklarını, makine öğrenimi disiplinleriyle işleyerek kullanıcılar için çeşitli alanlarda veri bazlı karar destek sistemleri üretir. Alternatif veri vurgusu firmanın vizyonunu belirgin bir şekilde ortaya koyan önemli bir detaydır. Araştırma alanı fark etmeksizin konuya her zaman doğrusal ve konvansiyonel olmayan verileri tespit ederek ve bunları merkeze alarak yaklaşmaya çalışırız.

    Güncel yazılar

    FROTO ikinci çeyrek kar marjları

    FROTO 2025 İkinci Çeyrek Analizi

    7 Ağustos 2025
    Drichlet dagilimi

    İstatistik Modelleme

    6 Ağustos 2025

    Kategoriler

    • Alternatif Veri ve Hisse Analizi
    • Finansal Veri Okuryazarlığı
    • Fon Hareketleri
    • Jeoekonomik & Makro Veriler
    • Hisse Yorum ve Korelasyonlar
    Facebook X (Twitter) Instagram Pinterest
    • DataKapital
    • Bist
    • Raporlar
    • Blog
    • Fikri Haklar
    • Hakkımızda
    • İletişim
    © 2025 DataKapital

    Yukarıya yazın ve aramak için Enter tuşuna basın. İptal etmek için Esc tuşuna basın.

    Go to mobile version