Üçüncü derece fiyat farklılaştırması, monopolcü bir firmanın ürettiği her malın farklı birimlerine farklı fiyat uygulamasının yanında her alt piyasadaki tüketici grubu için farklı fiyat uygulamasına denir.
Monopolcünün piyasayı alt piyasalara ayırmasını ve her alt piyasadaki tüketicilere ayrı bir fiyat uygulamasını içeren üçüncü derece fiyat farklılaştırmasına da, gerçek hayatta sıkça rastlanır.
Monopolcünün üçüncü derece fiyat farklılaştırmasına gidebilmesinin iki koşulu vardır: Bunlardan birinci tüketicilerin arbitraj yapmalarıdır. Bu koşul bazen piyasanın geçişli piyasalardan değil de bölümlü piyasalardan oluşması biçiminde ifade edilir. Üçüncü derece fiyat farklılaştırmasının ikinci koşulu ise, talebin fiyat esnekliğinin her alt piyasada farklı olmasıdır. Monopolcünün piyasayı iki alt piyasaya ( A ve B ) ayırdığı kabul edilirse, bu koşul kısaca e(a) ≠ e(b) biçiminde ifade edilebilir.
Monopolcü, her piyasadaki marjinal hasılatı marjinal maliyete ve dolayısıyla da her piyasadaki marjinal hasılatları birbirine eşitlemek suretiyle karını maksimize eder;
MR(a) = MC, dolayısıyla MR(a) = MR(b) = MC
Bu husus ise marjinal hasılat esneklik ilişkisi, MR = P( 1 – 1/e ), hesaba katılarak aşağıdaki gibi ifade edilebilir;
İki alt piyasa itibariyle üçüncü derece fiyat farklılaştırmasına giden bir monopolcünün denge koşulunu veren yukarıdaki denkleme göre, E(a) = E(b) iken P(a) = P(b)’dir. Dolayısıyla da monopolcünün iki alt piyasada iki farklı fiyat uygulayabilmesi için, her iki piyasadaki talep esnekliklerinin yukarıda belirtildiği gibi birbirinden farklı olması gerekir, E(a) ≠ E(b) iken P(a) ≠ P(b)’dir. Diğer taraftan talep esnekliği ne kadar büyük olursa yukarıdaki denklemdeki ( 1 – 1/e ) terimlerinin değeri o kadar büyük olur. Bu ise iki alt piyasa itibariyle üçüncü derece fiyat farklılaştırmasına giden monopolcünün karını maksimize etmek için, talebin daha esnek olduğu piyasada malı daha düşük fiyattan ( talebin daha az esnek olduğu piyasada malı daha yüksek fiyattan ) satacağı anlamına gelir, E(a)> E(b) ise P(a)<P(b).
Örneğin alt piyasalardaki talep esneklikleri sırasıyla E(a) = 4 ve E(b) = 3 ise ve mal birinci alt piyasada P(a) = 10 liradan satılıyorsa, ikinci alt piyasada P(b) = 11.25 liradan satılır.
Üçüncü derece fiyat farklılaştırması, mikro iktisatta monopolcü davranışın en çok gözlenen biçimlerinden biridir. Uygulamada bu strateji, yalnızca teorik bir model olarak değil, ulaşım, ilaç, eğitim, eğlence ve hizmet sektörlerinde sık sık kullanılan bir fiyatlama yöntemidir. Örneğin sinema salonlarının öğrenci, yetişkin ve emekliler için farklı bilet fiyatları uygulaması veya ilaç firmalarının aynı ilacı gelişmiş ülkelerde yüksek, gelişmekte olan ülkelerde daha düşük fiyatla satmaları bu durumun tipik örnekleridir.
1) Arbitrajın Önlenmesi
Üçüncü derece fiyat farklılaştırmasının en kritik koşulu, alt piyasalar arasında tüketici arbitrajının engellenmesidir. Yani bir alt piyasada düşük fiyattan satın alan tüketici, malı başka bir alt piyasada yüksek fiyattan satıp kâr edememelidir. Eğer bu tür bir yeniden satış mümkün olursa, monopolcünün farklı fiyatlama stratejisi sürdürülemez. Bu nedenle farklı coğrafi bölgeler, yasal düzenlemeler veya tüketici kimlik doğrulama sistemleri fiyat farklılaştırmasını sürdürülebilir kılar.
2) Fiyat Esnekliği ve Stratejik Fiyatlama
Talep esnekliği, monopolcünün fiyatlama stratejisinde belirleyici unsurdur. Talep esnekliği yüksek olan bir alt piyasada (örneğin öğrenciler) tüketiciler fiyat değişimlerine daha duyarlı oldukları için fiyat daha düşük tutulur. Buna karşılık talep esnekliği düşük olan gruplarda (örneğin iş seyahati yapan yolcular) fiyat daha yüksek belirlenir. Havayolu şirketlerinin aynı uçuş için iş insanlarına daha pahalı, tatil amaçlı yolculara daha ucuz bilet satmaları bu mantığa dayanır.
3) Sosyal Refah ve Dağılım Etkileri
Üçüncü derece fiyat farklılaştırması, monopolcünün kârını artırırken tüketici rantını azaltır. Teorik olarak, her bir alt piyasada fiyat ve miktar ayrıştırıldığında, tüketici fazlası sıfıra yakınsar. Bununla birlikte, bazı iktisatçılar fiyat farklılaştırmasının sosyal refah açısından mutlak olumsuz olmadığı görüşündedir. Çünkü tek fiyatla piyasaya sunulduğunda bazı alt gruplar hiç hizmet alamayacakken (örneğin yüksek gelirli gruplar için belirlenmiş fiyatı ödeyemeyen düşük gelirli tüketiciler), farklı fiyat uygulaması sayesinde daha geniş bir tüketici kitlesi mal veya hizmete erişebilir. Dolayısıyla, dağılımsal adalet açısından farklı fiyatlandırma hem olumsuz hem de olumlu sonuçlar doğurabilir.
4) Politika ve Regülasyon Perspektifi
Birçok ülkede fiyat farklılaştırması rekabet otoritelerinin denetimindedir. Tüketici refahını aşırı zedeleyen, ayrımcı ve istismarcı fiyatlamalar yasaklanabilir. Özellikle ilaç sektöründe, gelişmekte olan ülkelere düşük fiyatla ilaç satılması sosyal fayda sağlayıcı görülürken, aynı ilacın gelişmiş pazarlarda yüksek fiyatla satılması çoğu zaman kabul edilebilir bir strateji olarak görülür. Ancak dijital platformlarda kişiselleştirilmiş fiyatlamanın artması, tüketicilerin algoritmalar aracılığıyla tek tek segmentlere ayrılmasına ve her bireye farklı fiyat sunulmasına yol açmaktadır. Bu gelişme, üçüncü derece fiyat farklılaştırmasının “dördüncü derece” veya “kişiselleştirilmiş fiyatlandırma” adı altında yeni bir tartışma alanı yaratmasına neden olmuştur.
5) Uygulama Örnekleri
-
Ulaşım: Öğrenci ve yaşlı indirimleri, esnek olmayan iş seyahatlerine göre daha düşük fiyatlar.
-
Sağlık: İlaç firmalarının düşük gelirli ülkelere ucuz, yüksek gelirli ülkelere pahalı ilaç satışı.
-
Eğlence: Sinema, müze veya tiyatroda indirimli biletler.
-
Dijital Ekonomi: Kullanıcı verilerine göre farklı abonelik fiyatları veya kampanyalar.
Sonuç
Üçüncü derece fiyat farklılaştırması, monopolcü için kâr maksimizasyonunun önemli bir aracı olmakla birlikte, tüketici rantını azaltır ve gelir dağılımı etkileri tartışmalıdır. Ancak, bazı durumlarda daha geniş kitlelerin mal veya hizmete erişmesini sağlayarak sosyal açıdan olumlu bir rol de oynayabilir. Bu nedenle modern ekonomilerde, fiyat farklılaştırmasının hangi koşullarda kabul edilebilir olduğu, hem teorik hem de pratik düzeyde önemini koruyan bir tartışma alanıdır.